Sayın Fatmagül Hanım,
4.1.2007 tarihli mailinizi aldım. Efendim, aslında yazdığınız maili tekrar tekrar okumak lazım. Birçok meseleyi ele alıp ne güzel incelemişsiniz. Bunlar basit gibi görünen ama hayatın özü olan çok önemli konular. Bunları güzelce hazmetmeden, özümlemeden bir kimsenin mutlu olacağına inanmıyorum. İnsanlar kendilerini bildikleri tarihten beri hep nefsin ıslahı ile meşgul olmuşlar ama Peygamber Efendimiz risalet vazifesini alıncaya kadar hep işin edebiyatı yapılmış. Bugün de nice insan büyük iddialarına, mevkilerine, makamlarına rağmen meselenin kenarına bile yaklaşamıyorlar. Biz, ne yapıp edelim, olayı Peygamber Efendimizin getirdiği ölçülere göre değerlendirelim. Yoksa birtakım iddialarla, birtakım fiyakalı sözlerle işin içinden çıkamayız. Öyle ki içimizde adına nefis denilen öyle bir ifrit var ki, bir yerden sesini kessen, öbür yandan başını kaldırıyor. Olaya Peygamber açısından baktığımız zaman çözüme ulaşıyor. Yalnız burada çok ince bir nokta var. Bir hususu sadece bilmekle iş bitmiyor. Bir de onun uygulanışı var. Günlük hayatta yaşanması var. O olmadıkça tiyatroda güzel bir tirat söyleyen bir tiyatro oyuncusundan ne farkımız kalır? Aman dikkatli olalım. İnançlarımızı, dilden daha çok hareketlerimizle, yaşama üslubumuzla gösterelim. Yunus Emre
“İlim ilim demektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır”
diyor. Aman dikkatli olalım, ne kendimizi, ne başkalarını aldatanlardan olmayalım. Kıymetli yavrum, söyleyeceklerim bu kadar. Sana, değerli eşine ve sevgili yavruna selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
İlim kendin bilmektir Yazan Fatmagül
Cvp: İlim kendin bilmektir Yazan Sabri Tandoğan