Konu : Peygamber Efendimizin yaşantısından örnekler
Gönderen :
Özden
Tarih :
1/22/2013 10:04:28 AM
Sevgili Babacigim,
Yarin Sevgili Peygamberimiz (SAV) in doğumu münasebeti ile inşallah mevlid kandilini kutlayacagiz… Bu maneviyatı yüksek günde ben de kendi hesabıma her zamankinden daha fazla araştırmak , okumak, anlamak istedim sevgili Peygamberimizi (SAV) İnsan okudukça, yaşadıklarını , davranışlarını çeşitli kaynaklardan öğrendikçe öyle büyük bir hayranlık duyuyor ki. Hatta bazen çıkardığı insanlık dersleri karşısında sarsılıyor..
Peygamber Efendimiz(SAV) Allah ile insanlar arasında elçilik yapan o özel insanların peygamberlerin sonuncusu olmakla birlikte bir insandı..Bu insani özellikleriyle de önemli bir misyona sahipti. İnsanlara kendilerini son derece rahat hissedebilecekleri bir din getirmiş, ruhbanlık içermeyen bir yaşama biçimi öğretmişti. İslam dini ve sevgili Peygamberimizin sünneti her insanın yaşamına uygulayabileceği bir sadeliğe ve kolaylığa sahiptir…
Burada sevgili Peygamberimizle ilgili anlatılagelen menkibelerden birkaç tanesine yer vermek istiyorum . Böylece O’nu daha yakından anlayabileceğimizi, tanıyabileceğimizi umuyorum..
Vefatından sonra eşi Hz. Ayşe’ye sorarlar. “Allah’in Elçisinin evdeki hali nasıldı?” Hz. Ayşe cevaplar:” O kendi işini kendi görmekten hoşlanırdı. Arkadaşları bütün işini yapmaya hazır olmalarına rağmen bunu istemezdi. Evdeyken elbiselerini yamar, evi süpürür, keçileri sagar,develeri bağlar ve yemlerini verirdi.. Ayrıca ayakkabılarını ve delik su kırbalarını tamir eder, hizmetçilere de yardım ederek onlarla birlikte hamur yoğururdu. Çarşıdan kendi yiyeceğini taşırdı.. Birisi: ”Ey Allah’ın Elçisi izin ver ben taşıyayım” dediğinde “Her mümin taşıyabiliyorsa kendi yükünü kendi taşısın “derdi..
Yeni müslüman olmuş ve kendisini ilk kez gören bir göçebe arap, heyecanından karşında titremekteyken Peygamber Efendimiz“Arkadaş sakin ol!” der “ Ben kral değilim Kureys kabilesinden kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum!”
Bir yolculuktadırlar , yemek için mola verilir. Arkadaşlarının her biri bir iş tutar. Peygamber Efendimiz (SAV) de “Ben de ateş için odun toplayayım” der Arkadaşları önüne geçip iş yaptırmak istemezler. O bütün ciddiyetiyle cevaplar. “ Ben bir topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda olmaktan hoşlanmam, bunu Allah ‘da sevmez.” Ve .. odunları toplamaya koyulur.
Medine’de bir anne sokakta oynayan çocuğunu eve çağırmak için seslenir.”Gel bak sana ne vereceğim?” Olaya şahid olan Peygamber Efendimiz SAV sorar. “çocuğa ne verecekesin” ve uyarır. “Dikkat et sana gelir de ona bir şey vermezsen senin için büyük bir yalan günahı yazılır.. “ der!!!
Kızının katilini bağışlar, Amcasının katilini bağışlar, yardım istemek için gittiği halde kendisini taş ve tükürük yağmuru ile karşılayan Taif’ i de bağışlar. Elinde fırsat olmasına rağmen intikam hissine daima uzak duruşu , bağışlama ve hoşgörüşüyle de ayrı bir insanlık zirvesindedir..
Rasullullah SAV mescidde arkadaşlarıyla beraberdir. İçeri hızla yabancı bir ulak girer. Elinde önemli bir diplomatik mektup bulunmaktadır. Medine’nin ve müslümanların tamamen yabancısı olan haberci soluk soluğa sorar. “Bu halkın efendisi kimdir?” O sırada Peygamber Efendimiz SAV ayaktadır ve oturmakta olan arkadaşlarına elleriyle ikramda bulunmaktadır. Hiç duraksamadan cevaplar: “Bir halkın efendisi ona hizmet edendir.” Hiç düşünmeden verdiği bu cevapla hem habercinin sorusunu cevaplamış , hem bütün müslümanlara önemli bir ders vermiştir..
Ebu Mahzure isimli bir çocuk müezzinin taklidini yaparak ezanla alay etmektedir. Peygamber EfendimizSAV onu görür yanına çağırır. Ezanla alay ettiğini farketmemiş gibi ciddi ve yumuşak bir tavırla. : “ Hadi bir ezanda burada bana oku “der. Utanç içindeki çocuk bütün yeteneğini zorlayarak güzel bir ezan okumaya çalışır. Eksik ve yanlışlarını düzelten Peygamber Efendimiz SAV cebine birkaç kuruş koyar , eliyle sırtını sıvazlar ;” Mübarek olsun “ der. Ebu Mahzure gördüğü iltifat karşısında hala şaşkındır. Mekke’de müezzinlik yapmak için uğraş verir, izin ister ve sonunda Mekke’de çok uzun yıllar müezzinlik yapmak ona kısmet olur..
Bütün hayatı boyunca en zor görünen sorunları çözerken bile rahat, sakın bir tavra sahip olmuştur. O’nun bu özelliği karşınında Bernard Shaw “İnsanlığın sorunlarının üst üste yığılarak nerdeyse çözülmez hal aldığı günümüzde Hz. Muhammed’e her zamankinden daha fazla muhtacız. Eğer O aramızda olsaydı bütün bunları oturup bir fincan kahve içme rahatlığı ile çözerdi” diyecektir…
Bu maneviyatı yüksek günlerde sevgli Peygamberimiz SAV) in adını çokça zikredelim, sonra arastiralim, dusunelim .. Biz kimin ummetiyiz ve O’na ne kadar layik olabiliyoruz? Ya da yolunda bulunmak icin neler yapiyoruz?
Hepimizin Mevlid kandili mubarek olsun! OZDEN
|