Sevgili BABACIĞIM ve Değerli Gönül Dostları;

Güzel bir güne yağmurun ilahi coşkusu içinde merhaba derken, yağan yağmur damlalarının hepimize rahmet, bereket ve ilahi armağanlar getirmesi duası ile hayır dolu bir gün geçirmenizi diliyorum. Rum Halkı ile Çinlilerin Ressamlıkta Bahse Girişmeleri; Eğer gizli ve ilahi bir bilginin gönle nasıl aksettiğine dair bir örnek istersen, Rum ülkesi halkı ile Çinlilerin hikayesini söyle. Çinliler;"Biz daha üstün mahir ressamlarız" dediler. Rum ülkesi ressamları ise;"Bizim ustalığımız sizden daha üstün" davasına giriştiler. Bunun üzerine padişah bir gün; "Davanızda hanginiz haklısınız? Bunu anlamak için sizi imtihan edeceğim" dedi. Kapıları birbirine karşı iki odada resme başladılar. Çinliler padişahtan yüzlerce çeşit boya istediler ve çok güzel bir resim yaptılar. Rum ülkesi ressamları ise;"Ne resim, ne de boya bizim işimize yarar. Bize pasları gidermekten başka bir şey gerekmez" dediler.Kapıyı kapadılar, duvarı cilalamaya başladılar.Odanın kapıya karşı duvarı gökyüzü gibi saf, temiz ve parlak bir hale getirdiler.İki yüz çeşit renkten, renksizliğe ancak bir yol vardır.Renk buluta benzer, renksizlik ise ay gibidir.Bulutlarda ne türlü parlaklık, bir ışık görürsen, onu yıldızlardan, aydan ve güneşten bil. Yarışma bittiğinde padişah Çinlilerin yaptığı resmi görünce inceliğine,  güzelliğine şaşırdı kaldı, aklı başından gitti. Sonra, Rum ülkesi ressamlarının yanına gitti. Rumlar iki oda arasındaki perdeyi kaldırdılar.Karşı odada Çinlilerin yapmış oldukları resim ve nakışlar bu odanın cilalanmış duvarına vurdu. Padişah Çinliler tarafında ne görmüşse, burada onlar daha iyi, daha güzel göründü. Resimler öyle canlı, öyle güzeldi ki insanın gözünü alıyordu.

Babacığım, Hakk aşkları olan Sufiler Rum ülkesinin ressamlarına benzerler. Onların kitapları, ezberlenecek dersleri, gösterecek hünerleri yoktur. Fakat, onlar gönüllerini ibadetle, iyiliklerle cilalamışlardır. Hırstan, tamahdan, cimrilikten, kinlerden kurtulmuşlardır. Onların gönülleri, bir ayna gibi saf ve tertemizdir.Gönül aynasının haddi, hududu, inayeti yoktur.Acaba, gönül onunla mıdır?Yoksa gönül, o mudur? Gönüllerini Allah'ı anarak, iyi işler yaparak cilalamış, parlatmış olanlar renkten ve kokudan kurtulmuşlardır. Onlar, her an işlerinde bir hoşluk, bir güzellik hissederler. Kimsecikler onların gönüllerine bir zarar veremez, zira zarar sedefe gelir, içindeki inciye gelmez. Sekiz cennetin nakışları parladıkça, onların gönül levhine vurur, orada görünür. Allah'ın gerçeklik durağında oturup orayı yurt edinenlerin yerleri, arştan da, ferşten de, kürsiden de yücedir. (Mesnevi TERCÜMESİ/Şefik CAN)

Hürmetlerimle. Kızınız;Gülden BULUT.