Sevgili BABACIĞIM ve Değerli Gönül Dostları; Saygı ve sevgilerimle, en güzel günlerin sizlerle olmasını diliyorum.  

Hz. Ali'nin Misyonu ve Dünya Görüşü;

Hz. Ali beden ve ruh kemalini bir araya toplamıştı. Geceleri ibadete başladığında Allah'tan gayri her şeyden kopar;gündüzleri halkın arasında, onlardan biri gibi yaşardı.  Gündüzleri gözler onun eşitlik ve fedakarlık örneği davranışlarına şahit olurdu. Kulaklar bilgece öğüt ve sırlar işitirdi ondan.  Geceleriyse yıldızlar, Rabbine yakaran Hz. Ali'nin yaşlı gözlerine şahit olurdu. Gökler coşkulu duaları ve aşıkane münacatlarını dinlerdi mahut bir sessizlikte.  Hz. Ali, hem din alimiydi hem bilge, hem arifti hem sosyal lider. Hem zahitti hem asker, hem hatipti hem yazar. Kısacası Hz. Ali tam anlamıyla ve bütün güzellikleriyle kamil bir insandı.  Hz. Ali, başkaları için adil bir idareci ve lider olmadan önce, bizzat kendisi için adil olabilmiş, adaleti herkesten önce kendisine ve kendi yakınlarına uygulamış, insanları davet ettiği "dengeli ve ölçülü olma" prensibine önce kendisi uymuştur.  İnsani olgunlukların tamamını kendinde toplayabilmişti. Hem ulaşılması çok güç ve derin bir düşünceye sahipti hem de dakik ve dopdolu duygulara.  Hz.  Ali'nin misyonu ve dünya görüşünün çatısı bu iki boyuttur:Çekicilik ve iticilik. Adaletiyle, ince ve hassas oluşuyla kimilerini çekerken kimilerini de itmiştir. Bu özellikleri bütün devlet adamlarına örnek olmuştur. Hak ve iyilik bekleyen insanları kendine çeken Hz. Ali, tahtları ve menfaatleri sarsılan ileri gelenler tarafından itici bulunmuştur. Bu, tarih sahnesinde hep böyle olmuştur. Kürsüye çıkıp verdiği hutbelerde insanları Allah'tan korkmaya çağırmıştır. Onun tek misyonu, vicdanlı olmayı, hakkı gözetmeyi ve namusluluğu emreden, bir tek Yaratıcı'ya kul olabilmekti.  O ne dünyayı boşladı ne de ahireti. O bir çok insanın sevgi mıknatısıydı.  Millete ve tüm dünya insanlığına zarar verecek tek negatif gücün Allah adı anılarak yapılan sinsi kötülükler olduğunu ifade etmiştir. Dinde aşırıya gidip bir zaman sonra onu menfaat aracı olarak kullanma eğilimine giren veya girecek ihtimali bulunan valilerle ilgili duyum aldığında bu kişileri sert emir mektupları ile huzuruna çağırtmıştır.  Hz. Ali şöyle demiştir: "İnsanlara bir zaman gelip çatar ki, Kuran'dan ancak yazı, İslam'dan isim kalır. O gün mescitler yapı bakımından çok parlaktır ama hidayet bakımından haraptır. O gün mescitlerde oturanlar, onları yapanlar, yeryüzünün en kötü kişileridir;fitne onlardan çıkar, suç ve hata onlara sığınır. O günden Allah'a sığınırım. "

Hürmetlerimle.  Kızınız;Gülden BULUT.