Değerli babacığım, Değerli gönül dostları, selam ve saygılarımla her doğan günün hayırlar getirmesi temennilerimle.
Medreseden yeni mezun genç bir hoca bir köye gelip misafir olur. Namaz zamanı gelince, köylüyle birlikte camiye gider. Camide namaz kılıp vaaz dinlerken, köyün hocasının hiçbir şey bilmediğini ve zır cahil olduğunu fark edip namazdan sonra durumu köylülere anlatır. Yıllardan beri o köyün hocalığını yaptığı ve kendini köylüye kabul ettirmiş olduğu için, köylü bu genç hocanın sözüne pek rağbet etmez. Tabii, birisi hemen onun söylediklerini eski hocaya iletir. Bunun üzerine eski hoca gelip köylülere ikisini imtihan etmelerini teklif eder. Köylü kabul eder. İkisinin eline de birer kağıt verip öküz yazmalarını söylerler. Eski hoca eline aldığı kalemle kağıda bir öküz resmi çizer, genç hoca ise eski yazıyla öküz yazar. Eski hoca iki kağıdı eline alıp köylülere dönerek “bunların hangisi öküz” deyince, okuma bilmeyen köylüler resme bakıp resmin öküz olduğunu söylerler. Bunun üzerine, genç hoca mahcup olup köyden kaçar, başka uzak bir yerde iş bulur, çalışmaya başlar. Yıllar sonra bir gün yolu tekrar o köye düşünce olayı hatırlar ve o hocanın köyde olup olmadığını sorar. Orada olduğunu öğrenince, bir oyun planlayıp uygulamaya koyar. Yine köye misafir olur, köylüyle camiye gider ve vaazı dinledikten sonra köylüye dönüp hocalarının çok değerli olduğunu ve o zatın bir kılını bulunduranın dert görmeyeceğini, hatta cennete gideceğini söyler. Bunun üzerine, köylü hocaya saldırıp saçını, sakalını yolmaya başlar. Durum civar köylerden de duyulup onlar da kıl almak için akın akın gelmeye başlayınca, köyün hocası bakar ki bu işin sonu gelmeyecek, bu kez kendisi köyden kaçmak zorunda kalır. Bu hikaye, bilgiyi halka ulaştırmanın belirli bir yolu ve yöntemi olduğunu, bunu da unutmamak gerektiğini öğretmektedir. Buna “adab-ı muaşeret” yahut günümüz tabiriyle “halkla ilişki kurma yöntemi” denir. İlmin, insana iki yönlü faydası vardır. Maddi faydası, kazanç sağlayıp kişinin ve ailesinin dünyevi yaşamı şartlarını iyiliştirmesi, manevi faydasıysa insanın ruhunu açlığını gidermesidir. Onun için, insanın tatmin olup doyuma ulaşabilmesi için maddi ilimlerle beraber, manevi ilimleri de öğrenmesi gerekir.
Saygılarımla.