Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sabır ve şükür inananlar için iki büyük nimettir
Gönderen : Gülden Bulut
Tarih : 5/3/2013 12:53:35 PM


 


Sevgili BABACIĞIM ve Değerli Gönül Dostları; Bayram tadında bir Cuma günümüz olmasını Rabbimden niyaz ediyor,saygı ve sevgilerimi sunuyorum.


Kaygılarla Tüketilen Ömür


Bizler dünya için olanca gücümüzü harcarız ama ahiretimizi çok az hatırlarız. Rızık endişesi, gelecek kaygısı bizi öylesine derinden yakalamış ki, dolaplar gıda ile, evlerimiz kullanmadığımız eşya ile dolu olduğu halde hep o gizli endişe, o derin kaygı... Hz. Peygamber A.S.’ın vefatında miras olarak ne kaldı acaba, diye bir soru geliyor aklıma. Kitaplara baktım, neredeyse hiçbir şey: Bir beyaz katır, silah ve Allah yolunda vakfedilmiş bir arazi parçası. Ve bir de çoğu kez karnına bağladığı taşlar... Hz. Peygamber’in hayatını okuyanların çoğu zanneder ki, onların karınlarına taş bağlamasının sebebi yiyecek azlığı. Belki ikinci, üçüncü sebep ama birinci sebep bu değil bence. Çünkü yiyecek olduğu zamanlar da aynı şey yapılmış. Bir seferinde günde iki kez yemek yediği için Efendimiz, Hz. Aişe R.A. Annemiz’e kızmış. "Sen miden için mi yaşıyorsun ey Aişe?" diye ikaz etmiş. Hane-i Saadet’te yarına kalan bir kuru ekmek parçası bile olmazmış çok defa... Rasulullah A.S.’ın yolunu adım adım takip eden Allah dostlarının hayatı da farklı değil. Belh’teki tahtını terkeden büyük veli İbrahim Edhem K.S. ile hemşehrisi olan Şakik Belhî K.S. arasında geçen şu hadise hâlâ ibret dolu: Bir gün İbrahim Edhem Hazretleri ile seyr u sülûkunun başlarında olan Şakik karşılaşırlar. İbrahim Edhem sorar:


-Şükür ve sabır hakkında ne dersin? Şakîk şöyle cevap verir:


 -Bulursak şükrederiz, bulamazsak sabrederiz.


-Belh’in köpekleri de böyle yapıyor; bulurlarsa şükrediyor, bulamazlarsa sabrediyor, der İbrahim Edhem. Bu sefer Şakik sorar:


 -Sizin düşünceniz nedir efendim? -Bulursak ikram eder, bulamazsak şükrederiz!..


Allah’a, olan tevekkülün, itimadın zirvesidir bu. Bu sözü herkes söyleyemez. Ancak Hakk’a erenlerin, Hakk’ı bulanların söyleyebileceği bir söz. Herkesin bildiği o meşhur ilâhi var ya:


Mülk-ü bekadan gelmişem,


Fani cihanı neylerem.


Ben dost cemalin görmüşem,


Huri cinanı neylerem.


Bütün hak dinlerin, peygamberlerin, velilerin mesajı budur işte: Dünyaya Hakk’ı bilmeye, O’nu bulmaya gelmişiz. O’nu bulan herşeyi bulmuş demektir. Dünyanın peşine düşmekle Allah bilinemez, bulunamaz, varılamaz. Biliyorum, söylediklerim bizim gibi bugünün zayıf gönüllü insanları için ulaşılması hayli uzak bir hedef. Ancak bu ideale yaklaşma, bu güzellikten birazcık nasiplenebilme noktasında hiç mi gayretimiz, hiç mi derdimiz olmasın? En azından yemek için koşturduğumuz kadar bu hedef için de koşturabilsek, bir farzı kaçırdığımızda, basit bir eşyayı kaybettiğimiz zamandaki kadar üzülebilsek… Allah’tan hakkıyla korkmadığımız için dünyayı alabildiğine sevmişiz. Veya Rabbimizi hakkıyla sevmediğimiz için dünyaya böylesine meyletmişiz. Neticede o derin kaygılar içimizde öylesine yer etmiş ki... (Mehmet Gayretli-Semerkand Dergisi)


 


Hürmetlerimle.


Kızınız; Gülden BULUT.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]