Sayın Füsun Hanım,

2.5.2013 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, mümkün olduğunca o hayvanları öldürmeden dışarı çıkarmanın yollarını arayacağız.

Bir gün rahmetli eşim Rana Hanım, "Sabri," dedi, banyoda bir hamam böceği var, korkuyorum. Gereğini düşün." Banyoya gittim, süpürgenin yanında kocaman bir hamamböceği gördüm. Eğildim ve dedim ki “Bak sevgili hamamböceği, eşim senden korkuyor, lütfen geldiğn yere git." Sonra banyonun kapısını kapattım. Birkaç saat sonra baktım hamamböceği yoktu. Benim ricamı kabul etmiş ve gitmişti.

Rahmetli Op. Dr. Münir Derman Hocam derdi ki “Bütün bu küçük mahlukatın her birinin ayrı ayrı yaratılış hikmeti vardır." Mesela zaman zaman gazetelerde okuyoruz. İstanbul’un en zengin çocuklarının gittiği okullarda bit salgını oluyor. O okuldaki çocukların hepsi bitleniyorlar.

Bu mahlukatın içinde benim ilgimi en çok çeken karıncalar olmuştur. Bir karınca ağırlığının kırk altı misli bir gıda parçacığını rahatlıkla yuvasına götürebiliyor. Kainatın en büyük şariri Yunus Emre “Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır.” der. Bir gün zirai mücadele ilaçları satan bir yere git, orada karıncaların hoşlanmadığı bir koku var, o kokudan al, ve onların olduğu yere koy. Bir iki gün sonra hepsinin gittiğini göreceksin. Durum böyle yavrum.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :