Muhterem Hocam,
Allah'ın selamı ve senası üzerinize olsun.
Efendim, geçenlerde komşuma bir misafir gelmişti. Bendeniz de kendisiyle tanıştım. Bu hanım bana bunalımda olan bir arkadaşından bahis etti. Arkadaşı 43 yaşında, daha önce bankada çalışırken işinden ayrilmış. Evli, bir oğlu ve iki kızı varmış.Kocasının ikinci eşiymiş. Yalnız adamın ilk karısından boşanmadan tanışmış ve daha sonra evlenmişler. İnanç yönünden pek zayıfmış. Kocası varlıklı bir insan. Çok para kazanacağım diye sabah erkenden çıkıp, gece geç vakıtlerde dönüyormuş. Karısına belli günlerde hediyeler alırmış, fakat aldığı hediye paketini güzel bir şekilde sunmak yerine salonun bir köşesine bırakırmış.
Hanım, birgün komşusuna kek yapıp göndermiş. Komşu da keki almış, tabağı boş olarak iade etmemek için bir şey yapar dolu olarak gönderirim diye düşünmüş. Ama bu hanım, beklemiş beklemiş dayanamamış komşusunu aramış. Demiş ki "ayol ben bekliyorum ki bana telefon edip aman kekin ne kadar güzel olmuş diyesin" demiş.
Yine bir başka gün evine ütü için gelen hanımdan önce kendisi bütün çamaşırları ütülüyor. Yardımcısı geldiğinde "aman hanımefendi, siz niye ütülediniz, ben yapardım" demiş. Hanım da "ben bekliyorum ki sen ne kar güzel ütü yapmışsın diyesin" demiş.
Bu hanım terapiste gidiyormuş, ayrıca antidepresan ilaçlarda kullanmasına rağmen kendini kötü hıssediyormuş.
Efendim, Hatice Teyze der ki "Ah bir etek dolusu taş biri değmezse biri değer."
Muhterem Hocam bu hanımın asıl problemi nedir? Allah tan uzaklık mı, kocasının eşki eşinin ahını mı almış, yoksa sevgisizlik mi?
Hurmetle nurlu, mübarek ellerinizden öperim.