Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Bilge İnsanın Özellikleri
Gönderen : "Anonim"
Tarih : 5/14/2013 12:10:53 PM


 


Saygı ve Sevgilerle...


BİLGE İNSANIN SIRLARI


* Hayatın ne şeker gibi tadına ne de biber gibi acısına kanar.


* Onun için hayatın her ayrıntısı keşfedilmeyi bekleyen bir hazine saklar içinde.


* Elinden geleni yaptığı halde kendini çaresizliğe düşmüş hissederse sakinliğini korur ve durumu zamana bırakır. Zaman onun için şifa yüklü bir ilaçtır.


* Aklını kullanmanın bir günde öğrenilemeyeceğini bilir. Yaşamını aklını en etkin biçimde kullanmayı öğrenme serüveni olarak görür.


* Geçen her dakikanın kıymetini bilir. Boşa geçen yıllarından önce dilediği gibi değerlendiremediği dakikalar hatta saniyeler için üzülür.


* Aklının her şeye eremeyeceğini kabul eder. İnsan zihninin uzanamadığı kuytu köşelere sokulmak için ruhunu ve kalbini el feneri yapar kendine.


* Paylaşılarak yenen bir lokmanın bir başına yenen üç lokmadan daha doyurucu ve tatlı olduğunu tecrübe etmiştir.


* Başkalarının hatalarını kollamak yerine birçok doğrunun birçok eğriyi doğrultacağını görür. Bu yüzden insanların olumlu yönlerine odaklanır.


* Sonuçlara varmak için acele etmez. Farklı olasılıkları da hesaba katarak herkes için en doğru kararı vermeyi amaçlar.


* Bir sözü söylemeden önce etraflıca düşünür. Bir kere ağızdan çıkanın geriye dönmeyeceğini dil yarasının kolay kolay kapanmadığını bilir.


* Onun için gördüğü bir yanlış ve haksızlık karşısında susmak duruma göz yummak anlamına gelir. Başkasının uğradığı bir adaletsizliğin günün birinde kendi kapısını da çalabileceğini aklından çıkarmaz.


* Sık sık vicdanını sorgular. Aklını kullanarak verdiği kararların ya da söylediği sözlerin kalbini rahat bırakıp bırakmadığını kontrol eder.


* Bugünkü davranışlarının yarını şekillendireceğini düşünür. Yani geleceğin aslında bugünde gizlendiğinin farkındadır. Bu nedenle içinde bulunduğu anın güzelliklerini keşfedip sepetine atar.


* Bir problemle karşılaştığı zaman çözüm yollarının problemlerden daha fazla olduğunu bilir. Ağlanıp sızlanmak yerine hemen çözümün peşine düşer.


* Kendi doğrularının diğerleri için de doğru olması gerektiğini düşünmez. Hayatta farklı doğrular olabileceğini bu doğru yolların günün birinde tek bir doğruda kesişebileceğini aklından çıkarmaz.


* Doğrunun her yerde geçerli olduğunu ancak her doğrunun her yerde söylenmeyeceğini bilir.


 


* Kendisini samimi bir şekilde onun yerine koymadan asla bir kişinin verdiği kararları yargılamaz eleştirmez.


* Ne yağmurda ıslanmaktan korkar ne güneşin ışıklarından köşe bucak kaçar. Yaşamın kimi zaman sırılsıklam edeceğini bazen de kavuracağını bilir.


* Sık sık dönüp bakar kendi içine. Sözleri davranışları öfkesini durduramadığı çevresindekileri incittiği anlar hakkında kendine sorular sorar.


* İyiliği iyilik görmek için değil ruhuna iyi geldiği onu tazelediği için yapar.


* Dert ve kederin bir insandan diğerine konan bir kuş gibi olduğunu bilir. Bugün gülenin yarın ağlaması hayatın en doğal gerçeğidir onun için.


* Ne mutlu olduğunda yere göre sığmayan bir sevince ne de üzgün olduğunda kapkara bir kedere bürünür. Neşeyi de sevinci de aynı doğallıkla misafir eder hayatında.


* Acele etmez. Telaşla atılan adımların bir süre sonra kendisine çelme takacağını sezer.


* Sabreder. Her şeyin bir vakti olduğunu bilir. Sabretmenin sineye çekmek eli kolu bağlı oturmak değil doğru zamanı beklemek olduğunun farkındadır.


* Bir görevin ya da ödevin ne zaman sonuçlandırması gerektiğini öngörüsüyle kestirir. Kendisine verilen zamanı en etkin biçimde kullanarak ne boşa vakit harcar ne de iki ayağını bir pabuca sokar.


* Ümit besler onu hep canlı tutar. Ümitsiz alınan nefesin verilmeye değmeyeceğini bilir.


* Sakindir ve sakinleştirir. Sürprizlerin kapımızı aniden çalacağını yaşamın durgun bir deniz olmadığını öğrenmiştir. O ansızın çıkan fırtınaya da rengarenk gökkuşağına da hazırlıklıdır.


* Darda kalanın halinden anlar. Kendi sıkıntı içinde bile olsa yardım isteyene elini uzatmanın bir erdem olduğunu bilir.


* Çıktığı kapıyı hiçbir zaman vurmaz. Bir gün geri dönmek zorunda olacağının farkındadır.


* Kendisine söyleneni paylaşılan derdi can kulağıyla dinler. Her anlatılandan alınacak bir ders her derde sunulacak bir damla ilaç vardır onda.


* İnsanları değiştirmeye çalışmaz. Her insanın bir bütünün farklı bir rengi başka bir yüzü olduğuna inanır.


* Ne hiç işitilemeyecek kadar yüksek sesle ne de herkesin kulak kesileceği bir fısıltıyla konuşur.


* Eğriyi ve doğruyu tartan terazisi çok hassastır. Bu ikisini birbirine karıştırmaz.


* Kimsenin hayallerini yıkmaz. Gerek dışı olsalar bile… Hayallerin ve gerçeklerin arasına keskin çizgiler çekmez.


* Kötü şeyler görmekten kötü sözler işitmekten kötü laflar etmekten sakınır. İyilik bulacağı ve iyilik sunacağı yerlerde bulunmaya gayret eder.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]