Sevgili hocam, Mübarek cuma saatinde Yüce Rabbimden Hepimiz için sağlık huzur ve barış dolu ömürler diliyorum. Yüce Allah kimseye katlanamayacağı yükler vermesin HAKKIMIZDA HAYIRLI OLANI KOLAYLAŞTIRSIN SEVDİRSİN. Allah sizden razı olsun varlığınızdan aldığımız güç için yüce ALLAH A SONSUZ ŞÜKÜRLER OLSUN. CUMAMIZ MÜBAREK OLSUN.
Güzel bir hikaye ile yazıma son verirken size ve bütün gönül dostlarına selam ve saygılarımı sunarım.
İki arkadaş yolda yürürken yolculuğun bir noktasında bir tartışma olur ve biri diğerine tokat atar. Tokadı yiyenin canı oldukça acımıştır. Bunun üzerine kuma şöyle yazar: "Bugün en iyi arkadaşım beni tokatladı." Derken barışırlar ve bir vahaya gelinceye kadar yürürler. Bakarlar ki karşıda bir su var. Suya girmeye karar verirler. Tokadı yiyen bataklığa saplanır ve tam boğulmak üzereyken arkadaşı onu kurtarır. Karaya çıkınca aynı kişi taşın üzerine bu defa şöyle yazar: "Bugün en iyi arkadaşım benim hayatımı kurtardı." Diğeri şaşırır ve "canını acıttığımda kuma yazmıştın, şimdi niye taşa yazdın?" diye sorar. Birisi canımızı yaktığında kuma yazmalıyız ki bağışlama rüzgârı onu silebilsin. İyilik yapıldığında ise taşa yazmalıyız ki, onu hiç bir rüzgâr silemesin. İşte onun için böyle yaptım diye cevap verir. Öyleyse, dost kazanmak veya dostluğunuzu devam ettirmek istiyorsanız, acılarınızı kuma, mutluluklarınızı da taşlara yazmayı öğrenmelisiniz. Çünkü kalp yolunun köprülerini kuramayan hiçbir çalışma başarılı olamaz. En büyük inkılâp ise, yüreğe dökülen asfalttır: Yani İHLÂS VE SAMİMİYETTİR.