Sayın Engin Bey,
14.1.2007 tarihli mailinizi aldım. Efendim, mailiniz bana Mecelledeki bir hükmü hatırlattı. Orada şöyle deniliyor: “Zan ile yakiyn hasıl olmaz”. Kıymetli yavrum, zannetmek, zanda bulunmak bizi çok zaman hayat yolunda büyük hatalara götürür. Çünkü zanda şahit gösterilmez. Delili, ispatı yoktur. Müspet bir dayanaktan mahrumdur. Sadece nefsaniyet, bir iddia olmaktan öteye gidemez. Günlük hayatta siz de, ben de çevremizden sık sık duyarız. “Öyle zannediyorum ki falanca iyi bir insan değildir”. Kendisine sorduğunuz zaman, “iyi ama kardeşim, bu hükme nerden vardın, nerden biliyorsun, dayanakların nedir?” Karşı taraf söyliyecek bir söz bulamaz, kem küm eder. “Ama” der, “ben öyle zannediyorum”. Bu zanlar, dünyevi hayatımız için de manevi hayatımız için de çok tehlikelidir. Bazan başımıza çeşitli dertler, sıkıntılar getirir. Belki de bizim zannımıza göre veya falancanın zannına göre iyi değil dediğimiz o insan çok asil, çok temiz, çok yüce, pırıl pırıl bir kimse olabilir. Böyle bir durumda yarın Allah’ın huzuruna çıktığımız zaman bunun hesabını nasıl vereceğiz? Zan üzerine kurulu bir iddia bazan dünyamızı da ahiretimizi de karartabilir. Bilinçsiz, ispatsız, senetsiz, ulu orta konuşmak insanı, toplum içinde çok zor durumlara düşürebilir. Bir insan düşünün, başka bir kimse için mahkemeye gidiyor, hakime, “efendim”, diyor, “bu şahsın bana şu kadar borcu var. Vade geldi, borcunu ödemiyor. Davacıyım. Bu durumda hakim sorar; “evladım”, der "delilin nedir, elinde senedin var mı? En azından şahitlerin var mı? Parayı kimlerin önünde, ne zaman verdin?” Adam cevap verir, “efendim”, der, “ne delilim var, ne senedim var. Ama ben öyle zannediyorum”. O zaman o insana gülmezler mi?, “kardeşim sen deli misin?” demezler mi? Mahkeme önünde, toplum önünde küçük düşmez miyiz? Bir de buna ilaveten Mahkeme-i Kübra’da vereceğimiz cevabı düşünün. Efendim, Allah sizi de, beni de, cümlemizi de bu gibi durumlardan korusun. İşte sevgili Engin yavrum, daha bunun gibi sıralayacağımız pek çok nedenle zandan kaçınmamız gerekiyor.
İlgine teşekkür eder, yeni maillerini bekler, sevgi ve saygılarımı sunarım. Allah’ın selamı üzerine olsun.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :