Kıymetli Efendim,

Sizin yazılarınızda sık sık tekrar ettiğiniz, Necip Fazıl'ın bir sözü var kadın-erkek ilişkisi ile ilgili. Aradaki cazibe bozulunca bunu tekrar sağlamanın mümkün olmadığını anlatıyor. Siz de buna katılıyorsunuz. Yaşadığımız olaylar ve duygular sonucunda biz de katılıyoruz. Tabii ki bu söz bize ilişkilerimizi başından itibaren son derece dikkatli sürdürmemiz gerektiğini anlatıyor ama biz bunu başaramadık. Yine sizin anlattığınız bir Fransız filmi vardı: Karı-koca birbirlerine tüm geçmişlerini anlatıyor, sonra da evliliklerinin sabahında ayrılmak zorunda kalıyordu. Bizim durumumuz da ona benziyor. Karı-koca bizim sorumuz şu: Bir evlilikte kadın ile erkek arasında cazibe bozan derin olay ve konuşmalardan birkaç kere olmuşsa, kalpler onarılmaz şekilde kırılmışsa bu çift ne yapmalı? Yine Necip Fazıl'ın şu anlamda bir sözü var: Bir bardak kırıldı diye su içmeyi bırakacak değilsin. Kalp birine kırılırsa başkasını yine sevebilir. Ayrılmak dinimizde asla tavsiye edilmemiştir. Bununla sizin de katıldığınız o tespiti nasıl uzlaştırmak gerekir? Biz arkadaş olarak iyi-kötü geçinebiliyoruz fakat karı-koca olarak hakikaten birbirimize kırılmış durumdayız. Birbirimize karşı sabrımız kalmadı. Tatsızlığa dönmeden ayrılalım diye konuşuyoruz. İkimiz de kırgınlığımıza hak veriyoruz. Aramızdaki ilgi ve cazibe bozulmuş durumda. Çocuğumuz yok. Teşekkür eder, saygıyla ellerinizden öperiz.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :