Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : İman ve Sevgi
Gönderen : "Anonim"
Tarih : 11/19/2013 2:52:41 PM


 


Saygı ve Sevgilerle...


İMAN VE SEVGİ
Sevgi, bu âlemin varoluş şifresidir. Yaratılış, varoluş, bu sevgi ve rahmetin bir sonucu, bir tezahürüdür. Yüce Allah varlığa duyduğu sevgi dolayısıyla onu var etmiştir. Çünkü bir varlığı sevmek, onun var olmasını arzulamak, var olduğunda da mevcudiyetinden sevinç duymak, haz almaktır. Allah’tan diğer varlıklara doğru yayılan bu sonsuz sevgi ve rahmet her şeyi kuşatıcı bir hayat ilkesi olarak ortaya çıkmıştır. Allah’tan insana doğru yayılan sevginin, insandan da Allah’a doğru gelişimini tamamlaması, “iman” denilen olgunun ta kendisidir. İman, Allah’a duyulan sevginin ve minnettarlığın belirtisinden ve ifadesinden başka bir şey değildir de nedir? Denebilir ki iman, sevginin en ileri derecesidir (Buhari, İman 8-9; Müslim, İman 67-70). İmanı, devamlı ve sürekli bir ilgi bağı haline getiren sevgidir. Sevgi aynı zamanda vazifeyi de ağır ve sıkıcı bir yük olmaktan çıkarır, sevilebilir ve ebedi bağlılık haline getirir. Çünkü sevgi son derece kuşatıcı bir etkiye sahiptir. Gazali’nin dediği gibi sevgi (muhabbet) kökü son derece sağlam, dalları göklere yükselmiş, meyveleri gönülde, dilde ve uzuvlarda görülen hoş bir ağaçtır. Dışa akseden bu belirtiler, dumanın ateşe, meyvenin ağaca delaleti gibi, kalpte ve uzuvlarda tesirini gösterir (İhya, IV, 2640). Dolayısıyla, sevgiye dayalı iman, inanan insanda başka yolla mümkün olmayan bağlılığı devamlı ve zevkli hale getirir.



Sevgi bir anlamda imandaki olgunluk ve kararlılığın göstergesidir. Bu yüzden Allah’ı seven, ilahî rıza için kendi isteklerinin, başkalarının iyiliği için kendi bencil düşüncelerinin üstüne yükselerek, teslimiyet ve bağlılığın zirvesine ulaşır. İnsan kendini aşmadıkça, kendi nefsini tatmine yönelik arzulardan sıyrılıp benliğini bütünüyle Allah’a hasretmedikçe imanı risk ve tehditlerden kurtulamaz. Allah sevgisi, Allah için bütün değerleri feda etmek demektir. Bu ancak Allah uğruna rahat, huzur, servet, şöhret, itibar, eş ve evlat ve gerektiğinde hayat değerlerinin terk edilmesiyle ulaşılan bir durumdur. Kur’an’daki şu ayetin bu gerçeğe işaret ettiği söylenebilir: “De ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, akrabanız, elde ettiğiniz mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler, sizce Allah’tan ve peygamberinden ve Allah yolunda savaşmaktan daha sevgili ise Allah’ın buyruğu gelene kadar bekleyin. Allah fâsık kimseleri doğru yola eriştirmez.” (Tevbe, 9/24)


İnsan nefsi ya ceza korkusu ve mükâfat ümidi ya da sevgi ve rıza ile inandığı varlığa yönelir, kulluk eder. Böylece iki tip ibadet ortaya çıkar: Bir kısım insanlar Allah’a doğrudan doğruya Allah için ibadet yapar; bir kısmı ise umut ve korku ile yapar. Böylece, tabii ve ruhani durumunun gerektirdiği ölçüde, insan Allah’ı hem Allah için hem de kendisi için sever. Tabii durumundan ötürü umut ve korkuya bağlanır. Ruhani durumundan ötürü de sadece Allah’a (O’nun dışındaki yaratıklardan birini sevmiş olsa bile) sevgi ve muhabbet duyarak ibadet eder. Demek ki ruhani yönüyle nefs Allah’ı yalnızca Allah için sevmekteyken, tabii yönüyle ise amacına ulaşmak için sever (İbni Arabi, İlahi Aşk, s. 59).
Mevlana bu iki farklı iman ve kulluğu şu beyitlerinde çok güzel dile getirmiştir:
Mukallitlere “zorla gelin”, yaradılışı temiz kişilere de “isteyerek gelin” denmiştir.
Bu, Allah’ı bir maksat için sever; öbürünün dostluğunda hiçbir garez, hiçbir maksat yoktur.
Bu dadısını sever ama süt için sever. Öbürü ancak ona âşık olduğundan, o görülmeyen güzele gönül verdiğinden sever.
Çocuk, dadının güzelliğini anlamaz ki. Onda sütten başka bir istek yoktur.
Öbürüyse zaten dadıya âşıktır. Bu sevgiden muradı, maksadı ancak ona ulaşmaktır.
Şu halde Allah’tan bir şey umarak, Allah’tan korkarak sevenler, taklit defterinden ders okumaktadırlar.


Nerde Hakk’ı ancak Hak için seven, garezlerden, maksatlardan ayrılmış âşık? (Mesnevi c. III, s. 376. Ayrıca bkz. III, 911, 38-39; 1,271).


 


Prof. Dr. Hayati Hökelekli


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]