Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Bütün öğretmenlerimize saygılar, sevgiler, selamlar
Gönderen : Semra İplikçi
Tarih : 11/24/2013 10:14:47 PM


 


En büyük öğreticimiz ve yaratıcımız olan Yüce Allah’a sonsuz şükürlerimizi sunarak;


Kendilerinden yaşam felsefesini, hayatı ve en önemlisi insanlığı öğrendiğim çok muhterem aziz babacığım ve değerli hocam Sayın Sabri Tandoğan’ın öğretmenler gününü en kalb-i duygularımla kutlar, saygı, sevgi ve hürmetle o gül kokan ellerinden öperim. Ayrıca Fatmagül, Dr. Nermin ve Çiğdem Seçkin Gürel hanımefendilerin, bütün öğretmenlerin ve atanmayı bekleyen öğretmenlerimizin de öğretmenler gününü en içten dileklerimle kutlarım.


Ben de öğretmen ve yazar olarak, Rabbimizin de lütfu ile çocuklarımız için yazmış olduğum “Deniz Kızı ve Siyah İnci” adlı hikayemi müsaadelerinizle öğrencilerimizle paylaşmak isterim. Sevgi, saygı ve hürmetlerimle.


DENİZ KIZI VE SİYAH İNCİ



Yüksek kayalıklardan aşağı bakılınca, yemyeşil orman, altın renkli buğday tarlaları, yemyeşil çayırlar ve binbir renkte çiçekler görünür.


Bu ormanda cıvıl cıvıl kuşlar ötüşür, ceylanlar koşuşur. Köylüler tarlalarını sürer, neşe içinde çalışırlar. Çocuklar birdirbir, saklambaç ve seksek oynarlar.


Kıyıya yaklaştıkça, dev dalgaların kayalara vuran sesi işitilir.


Deniz, gökyüzünden aldığı masmavi renkle coştukça coşar. Beyaz köpükleriyle adeta sahili kucaklar.


Bu coşkuya deniz kızı da katılır. Küçük dalgalar, büyük dalgalarla yuvarlanarak geri döner.


Deniz kızının dalgalı kıpkızıl saçları, deniz dalgalarına karışır, adeta onlarla dans eder.


Deniz kızı, denizin üzerinde bir görünüp bir kaybolur. Onun bu halini martılar izler, deniz kızına şarkılar söylerler.


O da ne? Deniz kızı birden gözden kaybolur. Martılar çok üzülür, denizin üzerinde dönmeye başlarlar.


Denizin dibine doğru süzüle süzüle inen deniz kızı, yosunların arasındaki midyeleri görür.


Midyelere:


- Merhaba. Yeni incileriniz var mı, diye sorar.


Midyeler:


- Olmaz olur mu… Hem bu defa o kadar çok ki… Sana da verelim, derler.


Deniz kızı sevinçle:


- Ooh! Çok mutlu oldum, der.


Midyeler, deniz kızına bir kucak inci verirler.


Ahtapot:


- İstersen sana yardım edebilirim. Bak benim kaç tane kolum var, der.


Deniz kızı gülümseyerek:


- Sahi mi! Çok sevinirim, der.


Ahtapot ve deniz kızı, süzüle süzüle ilerlerler. Karşılarına aniden keskin dişleri ile köpek balığı çıkar. Deniz kızı tir tir titrer.


Çok korkan deniz kızına, oradan geçmekte olan kılıç balığı:


- Korkma! Ben şimdi sana yardım ederim, der.


Kılıç balığı, kılıç gibi olan uzun ağzıyla köpek balığına saldırır. Köpek balığı da korkup kaçar.


Deniz kızı ile ahtapot tekrar yollarına devam ederler. Denizin altındaki bir kayanın yanından geçerler. Bir inilti duyan deniz kızı:


- Burada neler oluyor bakalım? Belki yardıma ihtiyacı olan biri vardır, der.


Ahtapot:


-Sakın bunu yapma, diye deniz kızını uyarır.


Deniz kızı şaşkınlıkla:


- Sen bana yardım etmemiş miydin, der.


Ahtapot:


- O duyduğun ses ıstakozdan geliyor. Istakoz kabuk değiştiriyor. Bizim onu duyduğumuzu anlamasın, der.


Deniz kızı:


- Neden ama, diye sorar.


Ahtapot:


- Istakoz, kendisini hep güçlü görmemizi ister. Çektiği bu acıyı duyduğumuzu bilirse, liderliğinin elinden gideceğini düşünür, der.


Denizin mavi sularında, ahtapot ve deniz kızı yüzmeye devam ederler. Tam o esnada batık bir gemiye rastlarlar.


Deniz kızı:


- Geminin içini merak ettim. Haydi seninle gezelim, der.


Ahtapot ve deniz kızı, gemiyi gezerken bir sandık görürler.


Deniz kızı sandığı merakla açar:


- Aaa! Gözlerime inanamıyorum. Burada ne çok kitap var, der sevinçle.


Deniz kızının aklına bir fikir gelmiştir.


Ahtapota:


- Bu sandığı taşımam için bana yardım eder misin, diye sorar.


Ahtapot:


- Tabi ki! Bak daha kaç tane kolum var, der.


Deniz kızı, incileri de sandığa koyar. Ahtapot sandığı kucaklar. Birlikte suyun yüzüne doğru yüzmeye başlarlar.


Deniz kızı:


- Çok teşekkür ederim canım ahtapot. Bu sandığı sen kıyıya bırak, ben gerisini hallederim, der.


Sandığı kıyıya bırakan ahtapot, denizin derin sularında gözden kaybolur.


Deniz kızını gören martılar, hemen onun başına toplanırlar.


Martılar:


- Nerelerdeydin? Gözden kaybolunca seni çok merak ettik, derler ve gözleri deniz kızının yanındaki sandığa takılır.


Ve:


-O sandıkta ne var, diye sorarlar.


Deniz kızı başından geçenleri bir bir anlatır.


Deniz kızı:


- Sizin yardımınıza ihtiyacım var, der.


Martılar:


- Sana nasıl yardım edebiliriz, diye sorarlar.


Deniz kızı:


- Bu kitapları çocuklara dağıtırsanız çok mutlu olurum, der.


Martılar sevinçle:


- Seve seve, seve seve, derler.


Deniz kızı çocuklara dağıtılmak üzere kitapları hazırlarken, martılar da şarkı söylerler.


Kitapları hazırlayan deniz kızı, aralarına incilerden koyar. Bu incilerin arasında, çok kıymetli, nadir bulunan bir tek siyah inci de vardır.


Deniz kızı:


- Ne olur bu siyah inci, okumayı çok seven birine gitsin, diyerek bir dilek tutar.


İnsanlar, o gün bu gündür, o siyah inciyi bulabilmek için çok okurlar. Okudukları her kitapta hep O siyah inciyi ararlar.



Yazan: Semra İPLİKÇİ



...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]