Konu : Ebü'l-Hasan-ı Harakani'den Nasihatler
Gönderen :
Gülden Bulut
Tarih :
1/5/2014 1:20:55 PM
Sevgili BABACIĞIM ve Değerli Dostlar; Cuma gününün rahmet,bereket ve mağfifeti ile günlerimiz aydın ola...
Ebü'l-Hasan-ı Harakani'den İnciler
Ebü'l-Hasan-ı Harakânî buyurdular ki:
"Nîmetlerin en iyisi, çalışarak kazanılanıdır. Arkadaşların en iyisi, Allah'ı hatırlatandır. Kalblerin en nurlusu, içinde mal sevgisi olmayandır."
"Dünyâda, âlimler ve âbidler (ibâdet eden) çoktur. Ama, akşam ve sabah Cenâb-ı Hakkın rızâsı üzere bulunmak mühimdir."
"Kalblerin en nurlusu, içinde Allah'ın sevgisinden başka bir şey bulunmayandır. Amellerin en iyisi, riyâdan uzak olan, yâni ihlâs üzere olanıdır."
"Siz Allah'tan konuşurken, başka şeyden bahsedenle arkadaşlık etmeyiniz."
"Cennet'te Tûbâ ağacının altında, Allah'tan bîhaber olarak bulunmaktansa, dünyâda bir diken ağacının altında, dâimâ O'nu hatırlamayı daha çok arzu ederim."
"Resûlullah Efendimizin vârisi; O'nun işlerine uyan ve şerîatine tâbi olandır."
"Ömrüme bakınca, yetmiş üç yıllık ibâdetlerimin hepsini, bir saatlik kadar kısa, günahlara bakınca da, Nûh aleyhisselâmın ömrü kadar uzun gördüm."
"Dünyâ, peşinden koştuğun sürede senin pâdişâhındır. Ondan yüz çevirince, sen ona sultan olursun."
"Allah, nasıl senden vaktinden evvel namaz kılmanı istemiyorsa, sen de O'ndan, vaktinden önce rızık isteme."
"Ulemâ; "Biz Peygamberin vârisiyiz." diyor. Fakat Peygamberimizin vârisleri arasında biz de varız. Çünkü O'nda olan şeylerin bâzısı bizde de var. Resûlullah Efendimiz fakirliği seçmişti. Biz de fakirliği tercih etmiş bulunuyoruz. O cömertti. Güzel bir ahlâkı vardı. Hâinlik bilmezdi. Basîret sâhibiydi. Halkın rehberiydi. Aç gözlü ve hırs sâhibi değildi. Hayır ve şerri Allah'tan bilirdi. Tabiatında yalan ve kandırma diye bir şey yoktu. Zamânın esiri değildi. İnsanların korktuğu şeyden korkmazdı. İnsanların güvendiği şeye güvenmezdi. Hiç gururlanmazdı. İşte bunlar evliyânın sıfatlarıdır. Resûlullah Efendimiz, ucu bucağı bulunmayan bir umman idi. Eğer o ummandan bir damla ortaya çıksaydı, bütün âlem ve mahlûkât şaşırır kalırdı. Sûfîlerin kervanı; Allah, Resûlullah ve Eshâb-ı Kirâm sevgisinden ibârettir. Bu kervanda bulunan ve ruhları bunların ruhlarıyla kaynaşan kimseye ne mutlu."
"Yol ikidir: Biri hidâyet, öbürü dalâlet, sapıklık yoludur. Kuldan Allah'a giden yol dalâlet yoludur. Allah'tan kula gelen yol ise hidâyet yoludur. Şimdi her kim hidâyete erdim derse, o, hidâyete ermemiştir. Her kim beni hidâyete erdirdiler derse, o, hidâyete ermiştir."
"Allah'ın karşısında şu üç şeyi muhâfaza etmek zordur: Hak ile iken sırrı, halk ile iken dili, amel (iş, ibâdet) yaparken temizliği."
"Yakınların yakını, bizim maksadımız olanın yanında uzak kalır. Ey kardeşim, suya daha yakın olan daha çok batar; ateşe daha yakın olan, daha çok yanar. "Ne zaman Allah'ın varlığına nazar etsem, kendi yokluğumu görürüm, ne zaman kendi varlığıma nazar etsem, Allah'ın varlığını görürüm."
"Şu iki kişinin çıkardıkları fitneyi, şeytan bile çıkaramaz: Dünyâ hırsına sâhip âlim ve ilimden yoksun sûfî."
"Şâyet bir mümini ziyâret edersen, hâsıl olan sevâbı, yüz adet kabûl edilmiş hac sevâbı ile değiştirmemen lâzımdır. Çünkü bir mümini ziyâret için verilen sevap, fakirlere verilen yüz bin altın sadakanın sevâbından daha fazladır. Bir mümin kardeşinizi ziyârete gittiğinizde, Allah'ın rahmetine kavuştuk diye îtikâd edin."
"İlimden en fazla nasîb alan, onunla amel edendir. En fazîletli amel ise, üzerine farz olandır."
"Dilini, Allah'tan başkası hakkında konuşmamak için mühürle! Kalbini, Allah'tan başkasını düşünmemek için mühürle! İhlâssız bir iş yapmaman ve helâl olmayan bir şeyi yememen için de, davranışlarına, dudaklarına ve dişlerine aynı şekilde mühür vur!"
"Bir mümin kardeşini sabahtan akşama kadar incitmeyen kimse, o gün akşama kadar Peygamber Efendimizle yaşamış olur. Eğer bir mümin kardeşini incitirse, Allah onun o günkü ibâdetini kabûl etmez."
"Allah kuluna, îmândan sonra temiz yürek ve doğru dilden daha büyük hiçbir şey ihsân etmemiştir."
|