Sayın "Mavi",
4.12.2014 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, bir memur düşünelim. O gün maaş aldı. Başka bir yerden geliri de yok. Hayır, hasenat yapmak, fakir fukarayı gözetmek diye o gün aldığı bütün maaşı hayır için dağıtırsa akşam eve ne göötürecek? Bütün bir ay eşi, çocukları ne yeyip ne içecek? İşte bu duygunun düşüncenin önüne geçmesidir.
Bir kimse deniz kenarında oturuyor. Yanında nişanlısı var. O gün güneş öyle bir batıyor ki renklerini denize öyle bir salmış ki insanın ürpermemesi için eşek olması lazım. O kimse nişanlısına bir güzel şiir okuması, güzel sözler söylemesi gerekirken tutuyor o ayın bütçesinden bahsediyor. Ev kirası şu kadar, elektrik parası, havagazı parası, apartman aidatı şu kadar diye yiyecek, içecek şu kadar diye, vasıta parası bu kadar diye hesap kitap yaparsa buna ne denir?
İşte bu düşünceyi duyguya tercih etmek demektir.
Değerli yavrum, hayatta duygunun yeri ayrı, düşüncenin yeri ayrıdır. Karıştıranlar yaşama sanatını bilmeyen zavallılardır.
Dünyanın en büyük piyes yazarı Shakespeare "Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız." der. Çünkü yerleri ayrı ayrıdır. Hayatta hepsinin yeri vardır. Ama farklı farklı yerlerde yaşanır.
On dört ciltlik Gönül Sohbetleri kitaplarını okuyarak, özümleyerek duygu nerede, düşünce nerede uygulanır, öğrenebilirsiniz.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
"Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız." Yazan "Mavi"
Cvp: "Duygunuzla düşüncenizin arasına fesat sokmayınız." Yazan Sabri Tandoğan