Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Aslolan Sevgili Peygamberimizi anlamaya ve yaşantısına uygulamaya çalışmak
Gönderen : Özden
Tarih : 1/15/2014 10:06:17 AM




Sevgili Babacigim ,
MEVLID KANDILINIZ KUTLU OLSUN...

Yarın Sevgili Peygamberimiz (SAV) in doğumu münasebeti ile mevlid kandılını kutlayacağız.. Eminim yine alışageldiğimiz gibi bu vesile ile büyükler aranacak , ziyaretler yapılacak, eller öpülecek, kandil mesajları yayınlanacak, hatta cep telefonlarından hazır şiir tadında kandil dilekleri aynı anda onlarca kişiye yollanacak, telefonlar edilecek... Ne güzel.. Birlerek ya da bilmeyerek , farkında olarak ya da olmayarak, mecburen ya da gönülden insanın bazı güzellikleri gelenekselleştirmesi de güzel...

Ancak ben kendi adıma bir şeyler daha yapayım istedim.. Durdum , düşündüm... Ben dedim Peygamberimi ne kadar seviyorum.. Ya da ne kadar tanıyorum .. ne kadar biliyorum...

İnsan kimi sever, kime gönülden bağlanır.. Tarihte gelmiş geçmiş şahsiyetlerle bir gönül bağımız olabilir mi ? Hayatlarını kronolojik olarak ezberlediğimiz şahsiyetlere hayran olabiliriz belki, takdir edebiliriz de.. Sevebilir miyiz.. Candan yürekten bütün benliğimizle sevmemiz mümkün müdür..
İşte diyorum eksik olan bu.. Bilmek sevmeye yetmiyor..

Ancak Sevgili Peygamberimizi tam olarak anlayabilirsek, bir insan olarak ,yaşadıklarıyla, hissettikleriyle, düşünceleriyle, aile hayatı ile, çocuklari ve torunları ile, sahabeleri ile olan bütün ilişkileri ile, hayat karşısında takındığı tavır aldığı duruşlar ile bilebilirsek , işte ancak o zaman O'nu gerçekten tanımış olabiliriz.. Bir nebze de olsa sünnetini hayatımıza nasıl taşıyabileceğimizi öğrenebiliriz...

İstedim ki bu Mevlid Kandılı her zamanki kandillerden daha fazlasını yapayım. Kur'an okumalarımız, dualarımız olsun elbet, ziyaretler tebrikleşmeler de olsun.. Ama tefekkür olsun, okuma olsun, öğrenme olsun, anlama olsun, sevgi olsun, özlem olsun , farkındalık olsun, hayret olsun, heyecan olsun, idrak olsun, aşk olsun.

Bu sefer bir başka olsun..

İnsan Hz. Peygamberin hayatını okudukça, yaşadıklarını , davranışlarını sahih kaynaklardan öğrendikçe öyle büyük bir hayranlık duyuyor ki. Hatta bazen çıkardığı insanlık dersleri karşısında sarsılıyor..


Hz. Muhammed (SAV) Allah ile insanlar arasında elçilik yapan o özel insanların peygamberlerin sonuncucu olmakla birlikte bir insandı..Bu insani özellikleriyle de önemli bir misyona sahipti. İnsanlara kendilerini son derece rahat hissedebilecekleri bir din getirmiş, ruhbanlık içermeyen bir yaşama biçimi öğretmişti. İslam dini ve sevgili Peygamberimizin sünneti her insanın yaşamına uygulayabileceği bir sadeliğe ve kolaylığa sahiptir…

Burada sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed ile ilgili anlatılagelen menkibelerden birkaç tanesine yer vermek istiyorum . Böylece O’nu daha yakından anlayabileceğimizi, tanıyabileceğimizi umuyorum..

Vefatından sonra eşi Hz. Ayşe’ye sorarlar. “Allah’in Elçisinin evdeki hali nasıldı?” Hz. Ayşe cevaplar:” O kendi işini kendi görmekten hoşlanırdı. Arkadaşları bütün işini yapmaya hazır olmalarına rağmen bunu istemezdi. Evdeyken elbiselerini yamar, evi süpürür, keçileri sagar,develeri bağlar ve yemlerini verirdi.. Ayrıca ayakkabılarını ve delik su kırbalarını tamir eder, hizmetçilere de yardım ederek onlarla birlikte hamur yoğururdu. Çarşıdan kendi yiyeceğini taşırdı.. Birısı:”Ey Allah’in Elçisi izin ver ben taşıyayım”dediğinde “Her mümin taşıyabiliyorsa kendi yükünü kendi taşısın “derdi..

Yeni müslüman olmuş ve kendisini ilk kez gören bir göçebe arap, heyecanından karşında titremekteyken Hz. Muhammed “Arkadaş sakin ol!” der “ Ben kral değilim Kureys kabilesinden kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum!”

Bir yolculuktadırlar , yemek için mola verilir. Arkadaşlarının her biri bir iş tutar. Hz. Muhamed (SAV) de “Ben de ateş için odun toplayayım”der Arkadaşları önüne geçip iş yaptırmak istemezler. O bütün ciddiyetiyle cevaplar. “ Ben bir topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda olmaktan hoşlanmam, bunu Allah ‘da sevmez.” Ve .. odunları toplamaya koyulur.

Medine’de bir anne sokakta oynayan çocuğunu eve çağırmak için seslenir.”Gel bak sana ne vereceğim?” Olaya sahid olan Hz. Muhammed SAV sorar. “çocuğa ne verecekesin” ve uyarır. “Dikkat et sana gelir de ona birşey vermezsen senin için büyük bir yalan günahı yazılır.. “ der!!!

Kızının katilini bağışlar, Amcasının katilini bağışlar, yardım istemek için gittiği halde kendisini taş ve tükürük yağmuru ile karşılayan Taif’ i de bağışlar. Elinde fırsat olmasına rağmen intikam hissine daima uzak duruşu , bağışlama ve hoşgörüşüyle de ayrı bir insanlık zirvesindedir..

Rasullullah SAV mescidde arkadaşlarıyla beraberdir. İçeri hızla yabancı bir ulak girer. Elinde önemli bir diplomatik mektup bulunmaktadır. Medine’nin ve müslümanların tamamen yabancısı olan haberci soluk soluğa sorar. “Bu halkın efendisi kimdir?” O sırada Hz. Muhammed SAV ayaktadır ve oturmakta olan arkadaşlarına elleriyle ikramda bulunmaktadır. Hiç duraksamadan cevaplar: “Bir halkın efendisi ona hizmet edendir.” Hiç düşünmeden verdiği bu cevapla hem habercinin sorusunu cevaplamış , hem bütün müslümanlara önemli bir ders vermiştir..

Ebu Mahzure isimli bir çocuk müezzinin taklidini yaparak ezanla alay etmektedir. Hz. Muhammed SAV onu görür yanına çağırır. Ezanla alay ettiğini farketmemiş gibi ciddi ve yumuşak bir tavırla. : “ Hadi bir ezanda burda bana oku “der. Utanç içindeki çocuk bütün yeteneğini zorlayarak güzel bir ezan okumaya çalışır. Eksik ve yanlışlarını düzelten Hz. Muhamed SAV cebine birkaç kuruş koyar , eliyle sırtını sıvazlar ;” Mübarek olsun “ der. Ebu Mahzure gördüğü iltifat karşısında hala şaşkındır. Mekke’de müezzinlik yapmak için uğraş verir, izin ister ve sonunda Mekke’de çok uzun yıllar müezzinlik yapmak ona kısmet olur..

Bütün hayatı boyunca en zor görünen sorunları çözerken bile rahat, sakın bir tavra sahip olmuştur. O’nun bu özelliği karşınında Bernard Shaw “İnsanlığın sorunlarının üst üste yığılarak nerdeyse çözülmez hal aldığı günümüzde Hz. Muhammed’e her zamankinden daha fazla muhtaçiz. Eğer O aramızda olsaydı bütün bunları oturup bir fincan kahve içme rahatlığı ile çözerdi” diyecektir…

Bu maneviyatı yüksek günlerde sevgli Peygamberimiz SAV) in adını çokça zikredelim, sonra arastiralim, dusunelim .. Biz kimin ummetiyiz ve O’na ne kadar layik olabiliyoruz? Ya da yolunda bulunmak icin neler yapiyoruz?

Hepimizin Mevlid kandili mubarek olsun!


Selam, saygi sevgi ve dualarimla ellerinizden operim..
Rabbime emanet olun..

Hasret ve muhabbetle..

OZDEN

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]