Sevgili Babacığım, Kıymetli Dostlarım, sizleri saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Cumanız mübarek olsun…
Efendim müsaadeniz olursa; Tasavvuf bilginleri arasında Muhakkikler imamı, yani gerçekleri hakkıyla bilen ve açıklayan bir zat olarak tanınan Aziz Nesefi’ye ait olan “İnsanın Aslı ve Ruhların Yıldızlarla İlişkisi” adlı eserinden bir bölümü paylaşmak isterim.
İnsanlar, diğer hayvanlarla üç ruhta birleşirler:
1- Bitkisel ruh,
2- Hayvansal ruh,
3- Nefsani ruh (cemâdî ruh).
Fakat insanlarda başka bir ruh daha vardır ki, o da insânî ruhtur, buna aynı zamanda “İzâfî Ruh” da derler. Anın içün Cenab-ı Hak Ȃdemin ruhunu: “Ve nefâhtü fihi min rȗhi”, “Ona kendi ruhumdan nefhettim, yani bahşettim” beyânıyla kendisine izâfet eyledi. Ȃdem olan bir kimse, dört ayaklı, yırtıcı hayvan ve şeytan ve meleklerin mertebelerinden geçmedikçe insan rütbesine erişemez.
İnsanın durumunu bildiren test:
Bir kimse insanlık rütbesine erişince ve yüce Allah’ın ahlâkıyla ahlâk sahibi olmağa istidatı tam olursa, ancak bundan sonra “İzâfî Ruh” ile zinde, yani diri olur. Bu izâfî ruha erişen âdemîlerin kimisi buna kırk yılda, bazısı yirmi yılda, bazısı on yılda, diğer bir kısmı bir yılda, bir ayda, bir günde ve bazısı da ezeldeki istidadı hasebiyle bir anda erişmişlerdir.
İnsan bu durumda hangi mertebede olduğunu anlaması için aşağıdaki hususlara göre kendisini bir teste, yani bir imtihana tabi tutması gerekmektedir:
1- Eğer yiyip içer, uyuyup şehvette bulunurda başka bir şey yapmaz ve başka dilekte bulunmazsan, bil ki, dört ayaklı hayvanların mertebesindesin.
2- Eğer yiyip içip uyumakla beraber öfkelenip çevrendekilerle kavgalar edersen, bil ki, kurt, arslan, kaplan, sırtlanlar gibi yırtıcı hayvanlar mertebesindesin.
3- Eğer çevrendekilere fenalıklar yapmakla beraber çalar, çırpar bir de yalan söylüyorsan, şeytanlar gibisin.
4- Eğer yiyip içip uyuyup şehvette bulunmakla beraber kimseyi incitmez, onları rahat bırakır ve yalan söylemeyip doğru söyler, çevrendekilerle güzel ilişkilerde bulunursan, melekler gibisin.
5- Eğer güzel davranışlarınla beraber kendini ve yüce Allah’ı bilinceye kadar bilgi ve marifet sâhibi olmaya istekli olursan, bilki insan mertebesindesin.
6- Eğer seni insan olmaktan alıkoyan fena hareket ve niteliklerden pâk olur ve Allah’ın ahlâkıyla ahlâk sahibi bir kimse olursan, o zaman “İzâfî Ruh” ile diri olarak yaşarsın. Kim ki, İzâfî ruh ile diri oldu, sonsuz hayata kavuştu.
Yukarıda bildirilen İzâfî ruh ile diri olanlar hakkında Allah Kur’ânı Kerimin “Nûr” sûresinin 35. ci âyetinde:
“YEDİLLȂHÜ LİNURİHİ MEN YEŞȂÜ”, “Allah dilediğini nuruna iletir” buyurmuştur. Kim ki Allah’ın has nûruna erişti, o zaman yükselişini tamamlamış olur. İşte bu has nûr yüce Allah’ın zatıdır.
Ey aziz bil ki, ne zaman bir kimse şüphelerden kurtularak yükselişini tamamlarsa, o zaman Allah’ın zâtına erişir. İrfan cennetinde yüce Allah’ı görür ve hep “O”nu dinler ve “O”nunla konuşur, “O”ndan gayrısını görmez. Mevcud olan insandır ve insandan gayri bir şey yoktur. Bunu bize bildirmek üzere kudsi hadiste Hazreti Resul için:”Levlâke levlâke lemâ halaktül eflâk”, “Felekleri (evreni) senin için yarattım” buyurulmuştur. Eğer felekler, yıldızlar, unsurlar, tabiatlar, bitkiler ve hayvanlar olmaksızın insan olabilmek ve bunlarsız yaşayabilmek mümkün olsaydı, bunlardan hiçbirisi olmazdı. Bundan dolayı cümleten istenen insandır. Bu şerh ile insanın azameti hakkında ne kadar açıklamada bulunsak, yine çok az söylemiş oluruz.
Babacığım Allah cümlemize “İzâfî Ruh ile diri olarak yaşamayı nasip etsin. Amin…
Sonsuz hürmetlerimle…
Cahide