Sevgili Babacığım, çok kıymetli dostlarım güzel bir gün dileklerimle sizleri selamlıyorum.
Güzel bir Hikaye:
Bir zamanlar dört oğlu olan bir adam vardır. Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve önyargılı olmamaları için onları bu konuda eğitmek istedi. Böylece her birini uzak bir yerde duran ağacın yanına gönderip ona bakmalarını istedi.
İlk oğlan kışın gitti, ikincisi ilkbaharda, üçüncüsü yazın ve sonuncusu da sonbaharda. Geri döndüklerinde hepsini yanına çağırdı ve ne gördüklerini sordu.
İlk oğlan ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru olduğunu söyledi.
İkinci oğlan, “Hayır, ağaç yeşillikle doluydu ve canlıydı” dedi.
Üçüncü oğlan, başka fikirdeydi: Çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki daha önce hiç böyle bir şey görmemişti.
Sonuncu oğlan hepsinin haksız olduğunu ve ağacın meyvelerle yüklü, canlı ve hayat dolu olduğunu belirtti.
Yaşlı adam oğullarına hepsinin haklı olduğunu söyledi. Çünkü hepsi farklı mevsimlerde ağacı görmeye gitmişti. Onlara bir ağacı ya da bir insanı kısa bir süre veya bir mevsim tanıdıktan sonra yargılayamayacaklarını anlatmaya çalıştı. Ya da neye sahip olup olmadıklarını!..
Yaşam değişkendir; bulutlar gelir ve geçer, yağmurlar yağar, güneş açar, gökyüzü karanlığa bürünür ve yıldızlar parıldamaya başlar. Çimenler yeşerir ve çiçekler açar, sonra yapraklar dökülür, onların çıtırdayan sesleri ruhu dinlendiren bir müziğe dönüşür. Yaşam akış içindedir ve her şey değişime uğrar. Benim şu an doğru bildiklerim başka bir mevsimde aynı geçerliliği taşımaz. Zaman zihnin yarattığı bir kavramdır ve zihnin içinde her şey gelip geçecektir. Kaybolan bir şeyin gerçekliği ve doğruluğu olamaz, o sadece vaki olmuştur. Hakikat zihnin ötesindedir.
Uğur KOŞAR
Kendini Bilen Rabb’ini Bilir Kitabından
Saygı ve Sevgilerimle..
Cahide