Sayın Merve Hanım,

26.3.2014 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, ben olsam eşime şöyle derim: “Ben çalıştığım yerden, bulunduğum ilden memnunum. Ben buradan ayrılamam. Yükselmek istiyorsan niye üç gün sonra emekli olacağın bir işi bahane ediyorsun? Kültür bakımından yüksel. Oku, o kadar oku ki Türkiye’nin en kültürlü insanı sen olasın. Bir zamanlar Türkiye’nin edebiyatta sözü geçen tek adamı Nurullah Ataç, ilkokul mezunu idi. Okudu, okudu, öyle yetişti ki profesörlere taş çıkartıyordu. Sade Türkiye’nin değil, belki dünyanın da en kültürlü insanlarından biri olan Rahmetli Peyami Safa, orta ikiden ayrılmıştı. Önünde senin de Türkiye’nin en kültürlü insanı olmaman için hiçbir sebep yok. Maksadın benden uzaklaşmaksa o zaman efendice, medenice bir celsede boşanalım, istediğin yere git. Ama ben ayrılmana müsaade edemem. Huzur içinde olalım da kuru ekmek yiyelim, ben buna razıyım. Ama huzursuz bir hayatı kesinlikle istemiyorum. Tahsil, yükselme, askerlik evlenmeden önce olur. evlenmeden önce bunu düşünseydin.”

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :