Değerli büyüğüm en kalbi saygı ve sevgilerimi göndererek sözlerime başlamak isterim. Efendim bugün Sayın Şükrü Öztürk'e verdiğiniz cevap beni çok derinden etkiledi. Eşinizde hangi güzelliği, meziyeti görmek istiyorsanız, kalabalık bir ortamda eşiniz sanki o vasfa sahipmiş gibi anlattığınızı lütfedip yazmışsınız. İnanın bu cümlenin, genel olarak cevabınızın etkisinden kurtulamadım. Tüm gün onu düşündüm. Yalniz bir iki nokta kafamda tam oturmadı. Yardımcı olursanız minnettar kalırım. Birinicisi uyguladığınız bu yol sanırım yakın çevremizdeki herkes için uygulanabilir değil mi? Yani çocuğumuz veya aile büyüklerimiz gibi... Bir de Sabri Babacığım kalabalık ortamda sahip olmasını istediğimiz vasıflarından bahsedeceğimiz kişinin muhakkak o sırada bizi diğer kişilerle birlikte dinliyor olması gerekiyor mu? Yoksa söylenen söz vücuda gelir hükmü gereği bizim bu vasıfları o kişi yanımızda olmadan da dillendirmemiz yeterli midir? Size bunları yazarken aklıma baldan ishal olan çocuğa veli zatın ancak kendisi 40 gün bal yemeden durabilmeyi başardıktan sonra balı kesmesini söylediği hikaye geliyor. ''Ben bal yemeye devam ederken çocuğa yeme diyemezdim'' der bu değerli zat. Çocuk 'peki' der hemen. Ne itiraz ne isyan. Velinin balı artık yemediğini gözüyle görmemiştir ama bal yasağına şartsız itaat etmiştir. İşte bu bal örneğinden dolayı kişinin bizim övmelerimizi duymasına gerek yokmuş gibi geldi. Hatalı mı düşünüyorum acaba? Efendim Allah'a emanet olunuz. Ellerinizden saygıyla, sevgiyle, özlemle öperim. Sizi çok seviyorum.
Mayıs
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Her insan övgü almak ister Yazan "Mayıs"
Cvp: Her insan övgü almak ister Yazan Sabri Tandoğan