Sayın Sabri TANDOĞAN büyüğüm.

 Efendim, sizin öneriniz haksız yere çıkarıldığım işime dönmem yönündeydi, fakat kalbimin çok incindiğini büyük bir adaletsizlikle karşı karşıya kaldığım o yere okullarında öğretmenliğe devam etmem, ayrılmamam için çalıştığım okulun tam zamanlı çalışma teklifi sonrası zaten o eski yerden çok soğuduğumdan başlamadım çalıştığım özel okula devam ettim ve Mart sonu itibariyle o okulun ilkokullarında da tam zamanlı resim-iş öğretmeni oldum, kazancım ELHAMDÜLİLLAH eski işverenimin ısrarla geri dönmem için söylediği cazip ücretle nerdeyse aynı kazanıyorum, üstelik çalıştığım okul bir üniversitedeki ücretli pedogojik formasyon kursu giderimi bile karşılıyor anacığımın dediği gibi ALLAH BOZMASIN Maşaallah.

Tüm bu milyonlarca kez şükretmem gereken durumda sizi yine neden mi rahatsız ediyorum. Özel okulun İlkokul kısmında temizlik işlerine bakan bir hanım var ben burada özel okulun ilkokul kısmında ana yerleşkesinde işe başlamadan kısa bir süre önce başlamış daha önce bir taşeron firma yoluyla başka yerde çalışıyormuş, sayın büyüğüm bu hanımı ne zaman görsem başım ağrıyor,karnım ağrıyor, sanki okuduklarımı anlayamaz, resim çizemez, elişi yapamaz oluyorum, çok tertipli, düzenli çalışır olup, hiç sakar olmadığım halde elim ayağım birbirine karışıyor, ne bileyim öğrencilerimin önünde suluboyanın su kabı yardımcı olduğum öğrencinin kağıdına dökülüyor, eve dönerken ani fren yapan minibüste düşüp kolum bacağım mosmor kalıyor vb. bir dolu örnek. Bir de tevafuken, çocuklara ressamların hayatından bahsetmek, eserlerini göstermek için okula başlayınca gördüğüm bir kitabı almaya okul kütüphanesinin olduğu binaya geçince bu hanımın kütüphanedeki hanımla konuşmasına rastladım, maalesef bir başkasının kütüphaneci hanım için söylediği olumsuz, iki tarafın kalplerini birbirine soğutabilecek sözleri ona söylüyordu. Çalıştığım işyerimi o kadar seviyorum ki güvenlik arkadaşlardan diğer hizmetli çalışanlardan okul idaresindeki memurlardan, okul işletmecisinden, kütüphaneci memurlardan, her branştan öğretmen arkadaşlarıma kadar, öğrencilerimi zaten bir yeğen bir evlat gibi görüyorum, onları Allah'ın bir emaneti kabul ediyorum keşke daha önce güzel sanatları bitirince öğretmen olsaydım diyorum.

Şimdi bu hanıma nasıl bir tavırla yaklaşmalıyım. Nazar için anacığımdan öğrenmişimdir, Euzü Besmele, Fatiha, İhlas ve Ayetel Kürsi, Nas Felak okumadan çıkmam, bilmem ki başka nasıl bir tedbir alabilirim. Sizin ve tüm milletimizin üç aylarını kutluyorum, ellerinizden öperim.

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :