Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Manevi büyükleri imtihana kalkışmak edebe uymaz
Gönderen : Güler
Tarih : 5/27/2014 2:57:22 PM


 


Canım babacığım,


Hürmetle ellerinizden öper, tüm gönül dostlarımızı da saygıyla selamlar, müsaadenizle paylaşmak isterim.


Yüz alim, hepsi devrin büyükleri arasında… Kitaplardan yüz mühim soru çıkardılar. Bundan maksatları Abdülkadir Geylani Hazretlerinin bilgi derecesini ölçmek…


Bunlar geldikleri zaman, medrese doluydu. Fakat Şeyh ders saatini tatil etti. Onlarla meşgul oldu. Yer gösterdi; oturdular. Kendisi de yerine oturduğu zaman, sakin bir hali vardı. Bir an sükuttan sonra; murakabe alemine daldı. Bir dalış ki, uçsuz bucaksız illerden haber getirecek…O hali kim hakkıyla anlayabilir?.. Misafirler sanki hiçbir şey için gelmemiş gibi sessiz duruyorlardı.


Geylani Hazretleri gözünü açtığı zaman soru sormak isteyenler birbirlerinin yüzlerine bakıyorlardı. Hepsi nde derin bir ürperme ve hayret hali vardı. İçlerinde heyecandan titreyenler görülüyordu. Kimseden ses çıkmıyor, oraya niçin geldiğini bilen yoktu.


Adamla niçin gelmişlerdi, ne soracaklardı?.. Dertleri neydi?... Ne yapalım ki, bunun cevabı da derin bir sükut!..


O anda saatler böylece ilerliyordu. Saatler doluyor, ama gönüllere henüz bir şey dolmuyordu. Zihinlerden çekilen sorular henüz gelmemişti. Sorular hala benliğini bulamıyordu.


Abdülkadir Geylani Hazretleri kürsüye doğru ilerlerken misafirler kendilerine gelir gibi oldular. Geylani Hazretleri kürsüye oturduğu zaman onların elleri, ceplerindeki soru kağıtlarını arıyordu. Ne yazık ki, soru kağıtları külü çıkıyordu. Daha fenası soru muhtevası da kalplerinden de uçup gitmişti. Bir kürsü düşünün , onun üzerinde oturan zat Abdülkadir Geylani olsun… Cemaatı Bağdat sakinleri ve içlerinde o şanlı ülkenin yüksek ilim, irfan sahipleri olsun… Yüz soru hazırlayıp gelsinler; fakat tek soru akıllarına gelmesin. Soru kağıtlarının da yerinde yeller essin.


Sanki beyinler ayarlı; Hazreti Şeyh  kürsüden cevap verdiği zaman, alacağı cevabı alıyor; soracağı soruyu ondan sonra hatırlıyor.


Kağıtlar cepte kül olmuş. Bilgiler gönülden silinip gitmiş… Ama Hazreti Geylani hepsini biliyor, birer birer cevaplarını veriyor..


Etraftan derin feryat sesleri yükseliyor. Sanki bir felaket olmuş. Sanki tufanda boğulmak üzereler, tutunacak bir dal, kurtaracak bir el arıyorlar… Kimi çırpınıyor, kimi üstünü yırtıyor.


O Hazreti Şeyhi imtihana gelenler şimdi onun kapısında birer bende oldular. Hepsi irşad oldu.  O ilahi güneşin yanında birer veli, Allah dostu oldular.


O gün ilahi kervanın zincirine yüz halka daha eklenmişti.


Saygılarımla,


Kızınız Güler


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]