Sayın Nurten Hanım,
2.2.2007 tarihli mailinizi aldım. Efendim, zamanımı nasıl geçirdiğimi soruyorsunuz. Bu husus çocukluğumdan beri en fazla üzerinde titrediğim, dikkat ettiğim, özen gösterdiğim, ömür boyu hep üzerinde titrediğim bir durumdur. Hep şuna dikkat ettim: Değil günlerimi, değil saatlerimi, dakikalarımı bile değerlendirmeye çalıştım. Sabahleyin kalktığımda derhal duamı ederim, (sabah namazımı zamanında kılmışımdır). Rahmetli babaannem, zamanında kılınmayan namazdan üzüntü duyar, “Aman derdi, namazı kocatmayalım”. Sonra, günlük programımı yapar okumaya geçerim. Masamın üzerinde daimi kitaplar vardır. Çok küçük yaşımdan itibaren kitapları çok seviyorum. Sonra kahvaltımı yapar, günlük programımı tatbike koyulurum. Genellikle yapacağım işleri günün muhtelif saatlerine dağıtırım. İnternetten gelen soruları cevaplandırmak, o haftaki televizyon konuşmalarına hazırlanmak, yazı isteyen dergilere yazı göndermek, konferansa hazırlanmak, telefonla gelen sorulara cevap vermek, Gönül Sohbetleri isimli eserimi (inşallah yedinci cildi çıkacak) hazırlamak. Nurten Hanım, hiç değişmeyen bir huyum vardır. Senelerce evveldi. İlkokula gidiyordum. Bize bir şarkı öğretmişlerdi:
“Bir gün okula giderken
Herşeye dikkat ederken”
diye başlıyordu. Onu, bir ömür boyu unutmadım. Hep şunu düşündüm, hayat bir okul, biz de o okulun ebedi öğrencileri değil miyiz? O halde yapılacak iş ortadaydı. Her an, her yerde, herkese karşı çok dikkatli, çok uyanık olmak. Her zerreden, her olaydan, her insandan birşey öğrenmeye çalışmak. Velev ki muhatabımız beş yaşında bir çocuk bile olsa. Ondan da öğreneceğimiz nice hususlar var. Yunus Emre:
“Benim bir karıncaya
Ulu nazarım vardır”
der.
Fikret, “Bir örümcek götürür Hakka beni”
der. Yolda giderken, çarşıda pazarda, alış veriş yaparken, insanlarla görüşüren, kitap okurken, televizyon seyrederken, gazeteye bakarken benimle özel görüşme isteyen insanlarla biraraya geldiğim zaman hep birşeyler öğrenmeye çalışırım. Madem ki hayat bir okul, bizler de o okulun ebedi öğrencileriyiz. Bize düşen görev, her an, her mekanda, herkese karşı son derece saygılı, edepli, dikkatli olmaktır.
Sevgili Nurten Hanım, günlük yaşantım ana hatlarıyla böyledir. Sürekli bir yolculuk. Daha iyiye, daha güzele, daha mükemmele doğru.
Bilmiyorum, sorunuzun cevabı oldu mu? Yeni maillerinizi bekler, selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Çalışma programı Yazan Nurten
Cvp: Çalışma programı Yazan Sabri Tandoğan