Aziz Büyüğüm, Çok Değerli Dostlar,
Hepinizi en kalbî duygularla selamlıyor, her şeyin hayır ve esenlik üzere yol almasını diliyorum.
Sayın Büyüğüm, siz hep bizlere görünenin arkasında görünmeyeni bulmaya çalışmaktadır hüner dersiniz. Ve her zerre konuşuyor diye anlatırsınız. Gören göz değil gönüldür dersiniz.
Efendim, bugün okuduğum bir yazıdan güzel bir bölümü paylaşmak istedim bu minvalde olarak: Bir mürşid kendisinden mânen derece isteyen talebesi ile bir köye gelmişler. Orada bir ahırdan gelen sesler üzerine mürşit talebesine sormuş: “Bu nedir?” Talebe “Eşek anırmasıdır Efendim.” Diye cevap vermiş. Biraz daha yürümüşler ama ses kesilmemiş. Mürşit aynı soruyu talebesine yine sormuş ve aynı cevabı almış. Biraz sonra ahırdan bir adam eşekle çıkmış yanlarından geçerken mürşit bu defa adama dönerek “O deminki ses neydi diye sual edince adam “Eşek anırmasıydı” diye cevap vermiş. Bunun üzerine mürşit talebesine dönmüş “Bak evlat” demiş, “sana iki kez sordum aynı cevabı aldım. Bu adam da sen de aynı cevabı verdiniz. Her olayın anlatmak istediği bir şey vardır. Her olayın arkasında bir ibret var, bir ders var, bir hikmet var. Ama görebilene, duyabilene, hissedebilene. Senin cevabın ile ahırdan çıkan adamın cevabı aynı olursa sen nasıl olup da dergahtan derece alacaksın?” demiş.
Efendim, inşAllah kalp gözü açık olan kullardan olabilmek, hadislerin hikmetini çözebilmek, olaylara gönül gözü ile bakabilmek hepimize lütuf ile nasip olsun.
Saygı ve sevgilerimle Allah’a emanet olun.
Çiğdem Seçkin Gürel