Sayın Hattat,
5.2.2007 tarihli mailinizi aldım. Kıymetli yavrum, mailin beni çok duygulandırdı. Ondört Şubat 2007 tarihinde saat 13:30’da Rana Hanım’ı anma toplantısı için hissettiğin heyecanları ve O’na ait olan hatıraları ne güzel ifade etmişsin. Gerçekten Rana Hanım, eşine çok az rastlanacak olgunlukla, kibar, asil, zarif bir insandı. Kırkdört yıl evli kaldık. O’nun eriştiği manevi makam yüceliğine, ihtişamına akıl erdiremedim. Hep tereddütte kaldım. Acaba Rana bir insan mıydı, yoksa bir melek miydi? İnsan şeklinde zuhur eden bir melek. Bu sırrı bir türlü çözemedim. Öyle erşilmez meziyetleri vardı ki hala O’nu gerektiği şekilde tanıyabildiğimi sanmıyorum. Allah’ım diyordum, bir insanın bu kadar yüce vasıfları nasıl olabilir?
Nur içinde yatsın. Allah’ın rahmeti, Peygamberin şefaati üzerine olsun. Yeryüzünden bir yıldız gibi kayıp gitti. Hemen her gece rüyamda görüyorum. Her an sesi kulaklarımda. O’na o çok yakışan mavi sabahlığı ile sanki elimi uzatsam dokunacakmışım gibi gözlerimin önünde. Bana kırdört yıl bir cennet hayatı yaşattı. Hayatta tek dileğim var, ölünce kısmet olursa O’nun yanına gömülmek ve mana aleminde O’nunla beraber olmak. Aşkımıza bıraktığımız yerden yeniden başlamak.
Ne diyelim nasip. Takdir Allah’ın. Son olarak kıymetli hattat, şunu söylemek isterim: Bu geçen kırkdört yıl, kırkdört dakika gibi geçti desem bana inanır mısın? Evet, öyle oldu. Bir şimşeğin çakışı gibi. Allah cümlemizin sonunu hayır getirsin.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Aşk, ebedidir Yazan Hattat
Cvp: Aşk, ebedidir Yazan Sabri Tandoğan