Selam,sevgi ve saygıların en sonsuzu ile merhaba efendim. Son günlerde telefon görüşmelerimiz daha ziyade oldu. Her zamanki gibi, yaşadıklarımı,duygularımı, düşüncelerimi hiç bıkmadan usanmadan dinlediniz.. Sıkıntılarımı paylaştınız..Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Geçen gün Gönül Sohbetleri 5. ciltte "Dost Kimdir" adlı konuyu seslendiriyordum."Dost Sabri Tandoğan'dır"dedim..Dostluk, incelik, zerafet, tevazu, ilim, irfan...Ve daha bir çok kamil insanlara mahsus güzellikler, yücelikler, incelikler sizin şahsınızda tecessüm ediyor. Hayata anlam veren,güzellik veren,ışık veren varlığınızın çok ,çok uzun yıllar sürmesini Yüce Allah'tan niyaz ediyorum. Yine 5. ciltte "Şahsiyetin Tekamülü"nü seslendirirken sesimde oluşan bir rahatsızlıktan dolayı konuyu 5,6 kez okumak durumunda kaldım. Bir hikmeti vardır elbette dedim. Şahsiyetin tekamülü hususunu bu vesile ile düşündüm. Şahsiyet sahibi insanların hayata kattıkları güzellikleri,anlamı,ışığı düşündüm.Şahsiyeti tekamül etmemiş olanların durumunu gözlerimin önüne getirmeye çalıştım. Sadece zavallı ,hem kendine, hem çevresine zarar veren mahluklar gibi göründü gözüme. Demek ki hayatı tekamül etmemiz için bize verilen bir süreç olarak algılayıp, yaşamadıkça şahsiyet gelişmeyecek. Geçen hafta musıki dersimizde hocamız Türk Musıkisinin makamlarından bahsediyordu."Her makamın bir karakteri vardır. Beni dikkatle dinleyin. Şimdi seslendireceğim melodinin sizde uyandıracağı duyguyu, düşünceyi istirham edeceğim"dedi..Davudi sesinin tüm ihtişamı ile bir makamı nota ile okudu. Doğrusu o ezgilerde ,bir kararlılık, ağırbaşlılık, ciddiyet vardı.Evet dedi bu "Rast" makamıdır.Ciddi,ağırbaşlı, kararlı bir karakteri vardır. Sonra bir başka makamdan örnek verdi. O melodi ,benim içimde ulvi duygular, düşünceler uyandırdı. Allah'a yaklaştıran, yalvaran, niyaza götüren bir hal...Sizde nasıl bir duygu uyandırdı? diye sorunca "İlahi" dedim gayr-i ihtiyari .Aferin doğru dedi.."Segah Makamı ,ilahi,ulvi tefekküre götüren karaktere sahip bir makam".Sonra kısaca diger makamların karakterine değindi. "Hüzzam"hüzünlü bir makamdır.Ama bu hüzün,arabesk gibi yıkıcı değildir.Tefekküre götüren .İtidali,dengeyi koruyan İçüzüntülerimizi nizama sokan bir hüzün.. Hicaz makamı,rehavet verir. Nihavent makamı,harekete getirir.Romantiktir..Bu hareketlilikte dengelidir. Uşşak ,aşıklar demektir.Oda kalbe iyi gelirmiş. Saba makamının insanı okşayan bir seyri vardır. Klasik Türk Musıkımizin ,insan ruhuna olumlu etkilerine aşinalığım vardı.Ama bu şekilde ifade edilişi beni daha çok etkiledi. Türk Musıkisinin bu asaleti,güzelliği demek ki muhtevasındaki asil ve yüce karakterden ileri geliyordu. Ne yazık ki karakterine uygun icra edilmeyen musıkimiz,dinleyene bu duyguyu veremiyor. Dikkat ettim makamların hepsi mutedil karakterler. Abartı,aşırılık yok..Adı ses sanatçısına çıkan bir çok sözde sanatçı göze hitap etme telaşı ile,şekilde kalıp,ruha hitap edemiyor.Bizi musıkimizin asaletinden,güzelliğinden uzaklaştırıyor. Müzik,ruh ve ahlak güzelliğinin gelişimi için çok önemli imiş.Yahya Kemal, "Çok kimse anlayamaz musıkimizden, Onu anlayamayan birşey anlamaz bizden" diyor. Türk Musıkisinin enbüyük bestekarları..Itri,Dede Efendi,Hacı Arif Bey..Hepsi tasavvuf ehlidir.Haktan gelen ilhamla İçlerindeki ilahi nefhayı musıki yolu ile nağmelere dökmüşlerdir.O yüzden onların bestelerini dinlerken huzur, sükun gelir. Onlar aradan çekilmiş;Yaradandan gelen nağmeleri,ahengi olduğu gibi aktarmışlar. Bir rahmet yağmuru misali,gönüllere huzur,sükun ,denge vermek için onlara uzanacak eli bekliyor. Hak her yerde hazır ve nazır değil mi..Sizin sohbetlerinizde öyle...Aradan çekildiğiniz için,yaradan kalmış... Kusurlarımı bağışlamanız niyazı ile..Aşk-u Muhabbetlerimle ,hürmetle ellerinizden öpüyorum. Fatmagül

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :