Sayın Ayla Belen,

8.2.2007 tarihli mailinizi aldım.

Efendim, ince duygularla oya gibi işlediğiniz mailiniz beni çok duygulandırdı. İltifatlarınıza çok teşekkür ederim. Layık olurum inşallah.

Efendim, mesele şurada, “Ya hata edersem, ya yanlış yaparsam “ düşüncesi beni çok tedirgin ediyor. Bu önce çocuksu duygularla başlıyor, sonra insanın elini kolunu bağlayan, onu atalete sevkeden, içindeki teşebbüs duygusunu öldüren, insanı içine kapayan, paylaşma duygusundan uzaklaştıran bir pranga haline geliyor. Eğer ilk günden itibaren soru-cevap köşemizi incelemişseniz bir yerde harikulade bir söz söyliyen beş yaşında bir kız çocuğundan bahsettiğimi görürsünüz. O çocuk, “dostum beni arasın da acı fındıkla arasın” demişti. Hayatta işittiğim en güzel sözlerden biriydi. Sitemizi hergün takip ettiğini söyliyen, sitemizi açıp okumadan ogün işine başlamayan nice avukatların, doktorların, tüccarların, sanayicilerin, genel müdürlerin, diplomatların, gazetecilerin olduğunu kendi ifadelerinden öğreniyoruz. Ama bakıyorsunuz aylar geçiyor hiçbirinden tık yok. Müsaadenizle bu durum beni çok üzüyor, rahatsız ediyor. Bizim ne siyasetle, ne maddiyatla uzaktan yakından ilgimiz olmadığını defalarca söyledim. Bütün site sakinleri bir aileyiz. Bu ailenin sofraya koyduğu yemekde herkesin kendine göre bir katkısı olması lazım. Ne demiş atalar sözünde “Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar”. Bu hep tribünde oturanlar, sen pişir ben yiyeyim diyenler açık söyleyeyim beni üzüyorlar, incitiyorlar. Dünkü cevabımda dostlar arası yapılan bir piknikte eli boş giden insanlardan bahsetmiştim. Mesele burada efendim. Hatalar olabilir, noksanlar olabilir. Ama önemli olan gösterilen iyi niyet, sofraya birşey koyabile gayretidir. Eğer her erkek eşine evlenme teklif ederken acaba hatam olur mu, kekeler miyim, yüzüme gözüme bulaştırır mıyım, karşı tarafın alaylarına maruz kalır mıyım diye düşünseydi o zaman hiçbir kadın evlenme teklifi alamaz, hiçbir erkek sevdiği kadına açılamazdı. Bu nedenle, ben, tribünlerdeki kardeşlerimizin de sahaya inmelerini istiyorum. O güzel, o değerli insanlar bilgileriyle, görgüleriyle, hayat tecrübeleriyle sitemize güzellik ve zenginlik kazandırsınlar. İsteğim bu. Acaba çok şey mi istiyorum?

İşte böyle Ayla Hanım, bana hak vereceğinizi umuyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :