Sayın Ömer Erkul, 8.2.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gönderdiğin mailde hayatı ne güzel özetlemişsin. Gerçekten huzursuzlukların birkaç nedeni var. Öyle bazı kimselerin sandığı gibi bilgiç bilgiç, ukala, ukala söyledikleri “ekonomik nedenler” değil. Birinci sebebi Allah’ın verdiği nimete şükredememek. İkinci sebebi bir türlü “sen” diyememek. Hep “ben” demek. Bugün herkes önce ben diyor. Geçen hafta bir mektup aldım. Mektubu yazan kimse beş sayfa eşini kötülüyor, itham ediyor, yargılıyordu. Bu beş sayfalık mektubun birtek cümlesinde dahi nakış iğnesinin ucunun binde biri kadar da olsa benim de hatam, kusurum, yanlışım var demiyordu. Bir kimse bu kadar katı, bu kadar nobran, bu kadar bencil bir eşti. Nasıl diyalog kurabilir? Evlilikler bunun için yıkılıyor. Arkadaşlıklar bunun için sona eriyor. Pırıl pırıl başlayan güzelim dostluklar bunun için karanlıklara gömülüyor. Hep ben, ben, ben demek. Bunu “sen, sen, sen” e çevirmedikçe mutluluk nasıl mümkün olur? Şeytan “ben” dediği için cennetten kovuldu. İnsanlar “ben” dedikleri için, bunda ısrar ettikleri için ömür boyu avuçlarını yalayacaklardır. “Sen” demedikçe o hanede huzur, sükun nasıl mümkün olur? Kıymetli yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Mutluluğa giden yol “ben” den uzaklaşmakla mümkün olur Yazan Ömer Erkul
Cvp: Mutluluğa giden yol “ben” den uzaklaşmakla mümkün olur Yazan Sabri Tandoğan