Çok değerli büyüğüm,
Selamlarımı sunar,size ve tüm gönül dostlarına hayırlı günler dilerim.
Seyrettiğim bir belgeselde bana çok anlamlı gelen bir durumu sizlerle paylaşmak istedim.
Belgeselde taş bilya üreten bir fabrikada taşların nasıl dış yüzeyleri pürüzsüz bilyalar hale getirildiği anlatılıyordu.Taşlar çeşitli aşamalardan geçtikten sonra pürüzsüz bilyalar haline getirilmek için kendi etrafında dönen büyük bir makinenin içine atılıyordu. Bu makinenın içinde dönen taşlar birbirine vura vura, sürte sürte dış yüzeyleri pürüzsüz hale geliyordu.
Yontulmamış taşları bizlerin dünyaya gelmeden önceki haline benzetirsek, bizler de sürekli döngü halindeki bu hayatta birbirimize vurarak, sürterek, acı ve gözyaşı dökerek yontulmak, tekamül etmek, pürüzsüz hale gelmek için burada değil miyiz?İnsanı kamil olmadan huzur ve mutluluğa ulaşmanın başka bir yolu olmadığına göre yontulmaktan başka çaremiz yok, yontulmayanlar ise dönmeye devam ediyorlar...
Selam,sevgi ve saygılarımla Talebe