Sayın Özden Çiçek,

9.2.2007 tarihli mailinizi aldım. Efendim, Rana Hanım’a hitaben yazdığınız maili gözyaşları içinde okudum. O kadar duygulu, o kadar ince nüanslara dikkat ederek yazılmış ki onu sanırım ölünceye kadar hergün okuyacağım. Size gökteki yıldızların sayısı kadar, yerdeki kum tanelerinin sayısı kadar teşekkür ediyorum. Sanki Rana Hanım’ı görmüş, nice yıllar beraber yaşamış, birbirinin sırdaşı olmuş bir yakını gibi yazmışsınız. Rana, gerçekten de eşi benzeri olmayan, görülmeyen, görülemeyecek olan bir yeryüzü meleği idi. Hala da onun bir insan mı, bir melek mi olduğu konusunda karara varmış değilim. Yeryüzünde kaldığı hergün, her saat, her dakika hep daha iyiye, daha güzele, daha mükemmele ulaşabilmek için çırpındı. Asil ve temiz kalbinde hiçkimseye karşı kin, nefret, düşmanlık, intikam hissi duymadı. Hayat boyu “Ya hayır söyledi, yahut sustu”. Elinden geldi, gücünün yettiği kadar Allah’ın emirlerini, Peygamberin buyruklarını yerine getirmeye çalıştı. Bir insanın derdine ortak olduğu zaman, onun gözyaşlarını paylaştığı zaman, elindeki ekmeği ihtiyacı olanla bölüştüğü zaman mutluluklarının en güzelini yaşardı. Kimseyi kırmadı, kimseye kırılmadı. Bir meltem rüzgarı gibi geldi, bir kuş gibi uçtu gitti. Hayatta tek dileğim var. İnşallah, beni sevenler bunu benden esirgemezler. Mezarda bu büyük, bu yüce insanla, bu melek insanla, beraber olabilmek. Sonra ikinci hayatımızda yine beraber olmanın güzelliğini yaşamak.

İnşallah, Cenab-ı Hak bu güzelliği nasip eder. Özden Hanım, yeryüzündeki bütün çiçeklerden bir buket yaparak size sunuyor, sonsuz teşekkürler ediyorum. Selam, sevgi ve saygılarımla...

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :