Sayın Fatma Şükran Hanım,
9.2. 2007 tarihli mailinizi aldım. Efendim, son derece anlamlı, düşündürücü, ürpertici mailiniz beni çok duygulandırdı. Size çok teşekkür ederim. Hayatta herşey bizim yaklaşımımıza göre bir anlam kazanıyor. Bir insanın akşam işinden çıkması ne güzeldir. Aklıma rahmetli Sait Faik’in “Yeis” şiiri geliyor:
“Akşam üstleri geliyor
Tam insanlar işten çıkarken
Salkım salkım tramvaylardan
Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor
Namussuz, akşam üstleri geliyor
Neremden yakalıyor bilemiyorum
Ben tam sevmeye hazırlanırken
Onaltı yaşındaki sevgilimi
Elini elimle tutmak
Yirmidört saatte bir
Sıcak bir laf dinlemek isterken
Rezil, tam o saatlerde geliyor”
Sait Faik bu şiirinde işsiz bir insanın akşam üstleri insanların iş dönüşünü görünce duyduğu hüznü ne güzel dile getiriyor. Belki de Sait Faik’in en güzel şiiri. Yıllardır okurum, doyamam. Bir süpermarkete gitmek ne harikulade bir olay. Ben, süpermarkette gezmeyi bir sanat olayı olarak görürüm, çok heyecanlanırım. Titrerim, ürperirim. İnsanoğlunun zekası, kafası, çalışkanlığı ve zevkiyle o süpermarketlerin rafları oya gibi işlenmiştir. Rengarenk kutular, paketler, şişeler beni bir masal alemine götürür. Bu gezme dakikalarım benim için inci dakikaları olur. Doyamam bir türlü. Sizin bu harikulade sanat olayını çağdaş insanların duygusuzluğu, anlayışsızlığı içinde algılamanız, o kolları olmayan ama hala gülebilen, hala iyimser bir ruh hali içinde olabilen o mübarek insanı görmenizle son buluyor. Muhteşem final. İşte o zaman hayat renk ve ışıkla doluyor. İşte o zaman “sevmek devam eden en güzel huyum” diyorsunuz. İşte o zaman “Aşk gelicek cümle eksikler biter” diyorsunuz. Aman efendim, toplumun negatif havasıyla, gazetelerin, televizyonların insanın içini karartan görünümüyle içimizdeki güzellikleri boğmalarına, yok etmelerine imkan vermeyelim. Nasıl Nemrut’un ateşi İbrahim’in nur dolu, ışık dolu, aşk dolu sınırında durdu ise bizde de öyle olsun. Günümüz Nemrutları, günümüz firavunları bizim gönül sınırımıza geldikleri zaman orada dursunlar, daha fazla ilerleyemesinler. Hayata, insanlara, varoluşa öyle aşkla, öyle heyecanla, öyle ürpererek bakalım ki bütün kainatı bir ışık içinde görelim. Ve “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyelim. “Seviyoruz, seviliyoruz, güzelliğimiz bu yüzden” diyelim. Hayat, inanılmaz, takat getirilmez güzellikleriyle bir cennet. Ne olur farkına varalım. Ve bu hayatın içinde sevincimizi bulalım. Mümkün mü? Neden olmasın. Bunu yapabilen nice güzel insanlar var. Neden biz de onların safına katılmayalım?
Selam, sevgi, saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sevelim, sevilelim Yazan Fatma Şükran
Cvp: Sevelim, sevilelim Yazan Sabri Tandoğan