Sayın Fatma Hanım,
13.2.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, lütfedip gönderdiğiniz mail beni o Çarşamba günlerinin inanılmaz güzellikteki, harikulade havasına götürdü. O toplantılar başlarken tek düşündüğüm husus tıpkı bu sitenin kuruluşundaki gibiydi. İnsan kardeşlerimizle biraraya gelmek, onlarla halleşmek, dertleşmek. Bazan sevinçten, bazan acıdan ve ıstıraptan gözyaşı dökmek, müşküllerimizi çözmek, iç dünyamızı aydınlatmak, ışıtmak. Ama ne yazık ki bazı kimseler bu yüce amaçları bir türlü idrak edemedi. Ve şimdilik sona erdi. Yeniden başlamaması için de hiçbir neden yok. O günlerde de siyasetle, maddiyatla, küçük çıkarlarla, beklentilerle hiçbir ilgimiz yoktu. Allah şahittir. Amacımız tertemizdi, bembeyazdı. Hem de yeni yağmış, üzerinde nakış iğnesi kadar leke bulunmayan bir kar beyazlığında idi. Ama o güzellik devam edemedi. Çünkü içimize bu güzelliği idrak edemeyecek, kaldıramayacak kimseler de gelmişti. Demek ki Allah onların uzaklaşmasını istedi. Ve perde indi. Ama inanıyorum ki sizin gibi temiz, ihlaslı, kalbi ve düşünceleri bembeyaz insanların hatıralarında hep bir beyaz bir gül gibi yaşayacak. Hepimiz şu dünyaya aslımızı bulmaya, O’nunla bir ve beraber olmaya geldik. Amacımız hep bir güzelliği yaşamak ve yaşatmak değil mi? Rahmetli Necip Fazıl bir kitabının ismini “O ki, O Yüzden Varız” koymuştu. Bizim de bütün çalışmalarımız, bütün gayretlerimiz, çırpınmalarımız hep O’nun için. O’na bir adım daha yaklaşabilmek için. O’nunla bir ve beraber olabilmek için, “Sonsuzluk Kervanı” na katılabilmek için. O’nun için yaşıyor, O’nun için teneffüs ediyor, O’nun için seviyor ve seviliyoruz. Necip Fazıl bir şiirinde
“Yol O’nun, varlık O’nun, gerisi hep angarya
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya” diyordu.
Bizler de yürüdüğümüz yolda O’na ne kadar yaklaşabilirsek tek kazancımız bu olacak. Gerisi laf-ü güzaf. Allah bu güzellikleri cümlemize nasip etsin.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Dönüş O’nadır Yazan Fatma
Cvp: Dönüş O’nadır Yazan Sabri Tandoğan