Konu : Biz kim oluyoruz ki başka bir insanı yargılayabilelim?
Gönderen :
Gül Uçar
Tarih :
9/26/2015 9:46:47 AM
.
Tasavvuf kitaplarında hep “Kâl dili önemli değildir, siz hâl diline bakın” diye öğüt verilir. Bu günümüzde de son derece önemli. Ben Ömer Efendi Hoca’ya, Sadettin Evren’e, Hasan Lütfi Şuşut’a, Paşa Dede Hazretlerine, babaanneme, anneme, merhum Rana Hanıma hep "hâl"lerinden dolayı hayranlık duydum. Laf ebelerinden, dili kürek gibi sarkan insanlardan hep uzak kalmaya çalıştım. Bir atasözü ne kadar anlamlıdır: “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.” Felsefe tarihini inceleyin, en büyük filozofların, en büyük düşünürlerin öğütleri hep şu olmuştur: “İnsanları yargılamayın”. Bu konuda söyleyeceklerim bu kadar. Gelelim işin bir de öbür tarafına. Acaba aynada kendimize bir baksak, ne göreceğiz? Bir insanı eleştirmek, yargılamak hakkını bize kim verdi? Tarihin yetiştirdiği en büyük insanları inceleyin. Peygamberleri, velîleri, büyük âlimleri, büyük düşünürleri, büyük sanatkârları, büyük devlet adamlarını, büyük sanayicileri, büyük işadamlarını. Hiçbirinde bu iki duruma rastlayamazsınız. Biz kim oluyoruz, biz neyiz ki bir başka insanı yargılayabilelim. Bu biraz haddini aşmak değil midir? Bu insanlar bu hakkı kendilerinde nasıl buluyorlar? Bu yetkiyi kimden alıyorlar. Hayret doğrusu. Kâinatın yetiştirdiği en büyük şair Yunus Emre bir şiirinde “Miskin Yunus, sen seni Bir adam mı sanırsın Halini, miktarını Bil derlerse ne dersin”
Sabri Tandoğan Hz.
|