Öncelikle sizin ve tüm gönül dostlarının mübarek bayramını şimdiden kutlar, hayırlara vesile olmasını Yüce Allahtan niyaz ederim.
Bir bayrama daha eriştirdiği için Rabbimize şükürler olsun. Madem bu bayrama eriştirildik o zaman gereğini yaşamak da boynumuzun borcu öyle değil mi? Fiziksel kesilen kurbanlar ve ihtiyaç sahiplerine dağıtarak yaptığımız ibadetin ardından belki de en önemlisi kötü davranışlarımızı, düşüncelerimizi ve huylarımızı kurban ederek nefsine zulmedenlerden olmaktan vazgeçme zamanıdır.
İnşallah Yüce Rabbimiz eriştiğimiz bu mübarek bayramının gereğini yaşamayı hepimize nasip eder.
Saygılarımla.
Fulya
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sayın Fulya Hanım,
19.12.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, mailindeki güzel duyguların ne güzel. Allah senden razı olsun. İnşallah bu kurban bayramı vesile olur, kestiğimiz kurbanlarla beraber biz de gıybet, dedikodu, haset, kibir, gurur, ukalalık, ben bilirim iddiasında bulunmak gibi kötü huylarımızı da kurban etmiş oluruz. Ne olur bu mübarek günleri vesile sayalım iç dünyamızı bütün dargınlıklardan, küskünlüklerden, kırgınlıklardan, şımarıklıklardan arındıralım. İşte geldik, gidiyoruz. Bugün değilse ne zaman? Hayat sandığımız kadar uzun değil. Bir halk şairi ne güzel söylemiş
“Dünya bir penceredir
Her gelen baktı geçti”.
Bizler de şu anda o pencereden bakıyoruz. Ama bu güzel, temiz, hayırlı, efendice bir bakış olsun. Şu mukabele huyundan vazgeçelim. Başkaları bizi sevmiyorsa biz onları sevelim. Başkaları bize beddua ediyorsa biz en temiz duygularla onların iki dünyasının cennet olması için dua edelim. Herkes ilahi mahkemede kendi faturasını ödeyecek. Niye biz de başkalarının negatif düşünceleri yüzünden iki dünyamızı da karartalım, bir sebep var mı? Peygamberimizi rehber alalım. O ne yaptıysa biz de onu yapalım.
Kıymetli yavrum, inşallah bayramın bütün günleri senin için, bizim için, bütün memleket için ve yeryüzündeki bütün mahlukat için hayırlarla geçer.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan