Yaz tatilinde yakın bir akrabaya misafir olmuştuk kahvaltı sofrasında anlattığı bir hadise epeyce dikkatimi çekmişti ona göre bu olay çocuğunun ufak bir dikkatsizliğiydi fakire ise bir hayli ilginç, hiçte öyle masum gelmemişti.
Bu akrabamız yeni aldıkları üçüncü evlerini en son mobilyalar en şık son model mefruşatla süslemişlerdi ve adeta üzerine titriyorlardı. Bir süredir aradığı şeyi nihayet bir mağazada bir kaç tane kaldığını öğrenmiş sevinçle koşarak gidip almıştı.
İyi kazanan bir oto tamirhaneleri vardı, liseyi bitiren oğlu da boş vakitlerinde babasına yardım ediyordu. Uzun uğraşlar sonucunda oğluna ne zamandır aradığı tuttuğu takımın logosu ve renklerinden oluşan bir nevresimi pahalı bir fiyata heyecanla alıp sürpriz yapmıştı. O gün geç saatlere kadar babasına yardım eden genç en son üzerinde bir oto aküsü taşımış akünün suyu (asit) üzerine akmıştı çok yorgun eve geldiğinden öylece uyuya kalmış, sabah kalktığında annesi gelip baksa ki asitin etkisiyle o nadide nevresim çürümüş paramparça tuzla buz olmuş. İşte prestij ettiğimiz dünya... aynadaki gölge nakış ... sonu hep hüsran.. ömür sermayemizi uğruna harcadığımız vefasız.. Bu olay fakirin hatırına Efendimizin bir hadis-i şerifini getirdi.
Efendimiz bir gün Ebû Hureyre(r.a) ya dönerek : -
_ " Ey Ebâ Hureyre sana dünyayı ve akıbetini bütün varlığı ile göstereyim mi ? Buyurdu:
Ebû Hureyre:
"_ Göster...! Ey Allah'ın Resûlü dedim " Beni elimden tutarak Medine çöplüklerinin atıldığı bir dere yatağına götürdü. Orada insan kelleleri , insan pislikleri, parçalanmış elbiseler ve kemikler bulunmaktaydı. Bunları gördükten sonra:
"_ Gördüğün bu kelleler aynı sizler gibi ihtiras ve uzun emeller besleyen kimselerdi şimdi etsiz kemik olarak kaldılar...Ve nihayet çürüyüp toz haline geleceklerdir. Bu pislikler onların yediği leziz yemeklerdir. Nereden kazandı ise kazandı, sonra (Helal haram bakmadan) da midelerine indirdiler. Şimdi ise herkes bunlardan kaçmaktadır. Bu parçalanmış bezler onların ( Hava attıkları gösterişli) süslü elbiseleriydi. Şimdi rüzgâr onları parça parça etmiştir.(Çürütmüştür) Bu hayvan kemikleri onların üzerlerine binip diyar diyar ( Neşe ve gururla) dolaştıkları binitlerinin kemikleridir. İşte dünyanın sonu ve akibet manzarası budur...Şimdi dünyalık elde edemediği için ağlamak isteyen ağlasın...." İbret alın ey basiret sahipleri "..Mümin bırakıp gideceği fani şeylere gönlünü bağlamaz çok fazla meşgul olarak vaktini heba etmez.
Ey Rabbimiz gözümüzü örten perdeyi kaldır eşyanın hakikatini bize de göster nurun ile doldur yüreklerimizi ki eşyanın esaretinden kurtar imanı kalbimize hakim eyle ki bizlerde ibretle bakan o salih kullar zümresine dahil olalım yönümüzü yalnızca Sana dönelim.
Müzeyyen Cihangiroğlu