.
Merhaba sevgili gönül dostlarım.
Rahmetli Hocam Hakka göçmeden bir kaç ay önceleriydi. Patetesli çörek yapıp gitmiştim. Çayımızın yanında karşılıklı yiyorduk. Babacığım kapıma orta yaşlı bir kadın geldi pul biberi satıyordu. Hemen aldım belki Hızır olur diye. Biraz fazla acı gibi dedim. Sabri babam yok yavrum acı değil gayet güzel dedi. İki buçuk saat kadar karşılıklı bir sohbetimiz oldu. Tadına doyum olmadı belki ömrüme ömür kattı o sohbet. Yılların, sabrın, kanaatın, şükrün meyvesiydi o sohbet. Anlatılmaz yaşanır sevgi de, aşk de, hak de, ne dersen de, adı meyve olsun. Yenmeden tadı alınmaz, yaşamadan farkına varılmaz.
Hocam rahmetli "Farkına varılmayan bizim değildir." derdi. Yine "Dikkat bir bütündür, bölünmez." derdi. Bütün demek, parçaların bir araya toplanması. Herhalde biz köyde çocukken tarladan ekinleri biçer eve yakın yerde harman yapardık büyük büyük bütün tarlaların mahsülü oraya toplanırdı. Makinaya verilir saplar saman olur buğday ayrı yere alınırdı. Çileliydi ama sonunda ambara girice buğdaylar, sevinirdik. Samanı da ineklerimize getirir samanlığa koyardık. İçimizde bir neşe olurdu harmandan kalktığımızda. Mahsulümüzü koyduk diye...
Bunları niye yazdım bilmiyorum şehirliler bilmez belki köyde yetiştiğimden şanslıyım belki. İlkokul mezunuyum ama Sabri Babam birinci sınıftan başlattı. İlla bilgisayar öğren okumasını yazmasını öğren. Her gün daha iyiye git yavrum dedi. Kitaplarında anınınızı yaşayın mutlu olun geçmişe takılmayın derdi yine paylaşımlarında bana ne geçmişimden deyin .Her an yeni bir şey öğrenin, yaşayın, mutlu, bahtiyar olun. Güzellik andadır, bir tabloda yeni bir güzellik bulun. Fark edin ben Rana hanımda kırk dört yıl her gün bir güzellik yakaladım derdi. defalarca söylerdi.
Biz acizi şimdi bir melek uykudan uyandırdı sağ olsun. Gece saat bir buçuk anımı yakaladım, belki bir kardeşime faydalı olurum diye bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Bir melek, "Yaz, ben okuyorum" dedi. Hocam "Kelamı Hak'tan alın" derdi. O belki bir Hızır, kim bilir bu işleri. Hocam bu işler böyle yavrum demişti Hakka göçmeden bir ay önceleri. O anlatılmaz yaşanır. Ziyaretimden ayrılırken ayağa kalktım "Babacığım çok eksiklerim var." dedim üzülerek rahmetli gözlerini kapadı kısa bir müddet sonra "Bak yavrum. Şu öğrendiklerini yaşa her gördüğünü Hızır her geceni Kadir bil bu sana yeter" dedi. "İrdeleme yavrum kurculama" dedi.
Hürmetle ayakta "Babacığım Allah'ın ilmini verdiniz" dedim, yatıyordu, ayaklarının altını öpmek isterdim dedim. Hocam ne münasebet yavrum dedi. O zaman Babacığım öptüm diyeyim dedim. "Öyle de yavrum" dedi. Ayrılırken Fatma gül ablam sizin oralarda kuşlar var mı deyince, çook dedim. Kuşlara yem götür dedi. Yemleri elime aldım bir de kaymaklı pişmaniye kutusu. Kapıdan çıktım el çantamı unutmuşum hemen asonsöre biner binmez hatırladım. Geri döndüm Fatmagül ablam verdi. Belki hocam orada imihan yaptı. Bilmiyorum yine hocam "Bulunduğun anda imtihandasın" derdi. BELKİ YA KULUM BEN SENİNLEYKEN KİMİNLESİN DER RABBİM İŞTE YAVRUM ALLAHINAN OL ANAHTAR VARSA ELİNDE, GÖNLÜNDE KURTULDUK İNŞAALLAH.
HOCAMA SONSUZ TEŞEKKÜR EDERİM RUHANİYETİNE YATTIĞI YER NUR OLSUN AMİN OKUYANLARA BÜTÜN DOSTLARA SELAM OLSUN.