Sayın Gül Hanım,

16.2.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, sevgili eşim Rana Hanım’ın birinci ölüm yıldönümü nedeniyle yazmış olduğunuz inanılmaz güzellikteki mail beni ağlattı. Temiz duygularınızı o kadar ince, o kadar güzel, o kadar etkili belirtmişsiniz ki onu ağlamadan okumak imkansız gibi. Gerçekten Rana çağımızın en büyük birkaç mutasavvıf hanımından biriydi. Rana’nın “Günlüğümden” isimli eserinin kısa bir süre sonra gerek Türkiye’de gerek dünyanın birçok yerinde başucu kitabı olacağından en ufak bir şüphem yok. Bugün, günümüzde bol bol evliya menkıbeleri anlatanlar, iri iri kocaman laflar edenler çoğunlukta. Ama madde ile mana, ruh ile beden, dünya ile ahiret arasında en güzel dengeyi kurup, en güzel sonuca giden insanlardan biriydi Rana Hanım. Tevhidin canlı bir örneği idi. Evet, yalnız dünya demek kolay, yalnız maneviyat demek de kolay. Ama önemli olan bu ikisi arasında en güzel uyumu ortaya koyabilmek. Kendi yaşantısıyla onun en güzel bir örneği olabilmek. Ben bu müstesna sıfatı önce Samiha Ayverdi’de gördüm. Sonra Rana Hanım’da. Yarın, “Günlüğümden” isimli eser üzerinde inceleme yapacak bilim adamları Rana Hanım’ı yirminci yüzyıl kadınlarının yüzakı, medar-ı iftiharı olarak gösterecekler. Zaman bunu ispat edecek. Bizlere düşen görev, Onun yürüdüğü o temiz, o nezih, o müstesna yolda yürüyebilmek, Onun eserini devam ettirebilmek. Kesin olarak şuna inanıyorum ki tevhit yaşanmadan, madde ile mana, ruh ile beden, dünya ile ahiret arasında bir denge kurulmadan hiçkimse ne iş hayatında ne özel hayatında, ne evlilik hayatında mutlu, huzurlu ve başarılı olamayacak. Bunu da zaman gösterecek.

Sevgili yavrum, pırıl pırıl bir üslupla yazdığın mail içimizde güller açtırdı, en güzel duyguları uyandırdı. Allah senden razı olsun. Sitemize yepyeni bir renk, yepyeni bir güzellik olan kıymetli maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :