.
Merhaba Sevgili Gönül Dostlarım.
Yunus Aşk gelecek cümle eksikler biter der. Her zerrede Allah’ın kudretini yüceliğinin güzelliğini müşahedesi sana öyle bir heyecan verir ki o zaman Yunus gibi deriz. Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası deriz. Sevdiğimi demez isem sevgi derdi boğar beni. Deriz. Aşk öyle bir mekteptir ki insan kendi söyler kendi öğrenir. Ancak Muhammedi bir aşkla bütün kainatı kucaklayanlar kemal ve irfan yolda yürüyebilir. İbadet gerçek güzelliğini Muhammedi bir Aşkla beraber kazanır. O zaman tek istisna olmadan yeryüzündeki bütün insanlar bütün hayvanlar, bütün bitkiler ve cemadat heyecanla kucaklanır. Ebedi hayat canana yani küle ulaşmakla mümkündür. Her söz bizi biraz daha aşka ebedi güzelliğe Allaha yaklaştırıyorsa bir anlamı vardır. “Aşkı olmayanın huzuru ve neşesi de olmaz.” Buyuruyor Rahmetli Hocam Gönül Sohbetleri kitaplarımızda. Burada bize anlattığına göre her ne yapar isek severek, Muhammedi bir aşkla yapmamızı söylüyor hocam. Yine görüşmemizde yemek pişirmek evin ekmeğini almak bir sanat yavrum demişti. Her ne iş tutarsak aşkla, bir güzelliğin özüne inerek yapmamızı istiyor. Aşkı olmayanın huzuru neşesi de olmaz buyuruyor hocam. Allah sonsuz kez razı olsun Hocamdan. Bize ne güzel hayatın işlemesini öğretiyor. Başka türlü burada mutlu olunmaz. Her an yeni doğmak yeni bir güzellik, yakalamamızı canana bütün zerrelere aşkla yaklaşmamızı istiyor.
Burada yaşadığım bir güzelliği paylaşmak istedim. Pazar sabahı erken saatlerde süpürgemle beraber şükürle sabahın sessizliğini yakaladık. Kaldırımın altlarında kuşların gurup halinde rızık topladıklarını izliyorduk. Onların aşkla uçuşları o kadar güzeldi ki oturduğum apartmanın bahçesini süpürüyordum. Atila, teyze günaydın dedi günaydın yavrum dedim. Sabah bakkala ekmek almaya gidiyordu. Hemen yanına yaklaştım sevgiyle, Atila ilkokul ikiye gidiyor yanında da kuzeni Lütfü vardı. Atila teyze babam kardeşimi babannem gile götürdü, ben okulum var diye gidemedim dedi. Özledin mi kardeşini dedim, birazcık dedi. Yavrum sen yine kardeşin gelince onu özlediğini söylersin onu kucaklarsın sevdiğini söylersin oldu mu dedim. Atila, oldu dedi. Yanındaki Lütfü beş yaşlarında bizi o kadar iyi dinlemiş ki bana teyze ben de seni özledim dedi. Nasıl heyecanlandım, teşekkür ettim sabah sabah Rabbimden ne güzel kelam geliyordu gözlerim yaşardı. Üç beş kuruş verdim, Yavrum bununla şeker alın dedim. Muhabbetle ayrıldık. Veysel’in sözü aklıma geldi. Aşık Veysel toprağa bir tohum verdim dört karpuz aldım söylüyor. Onun gibi Seni özledim kelimesini o kadar sevdim ki anlatamam.
Özdemir Asaf bir şiirinde “Bir kelimeye bin anlam yüklediğimde sana sesleneceğim.” der. Çocuk olmak, temiz olmak ne kadar güzel. Şimdi ben de daha önce yazdığım bir şiiri paylaşmak istedim.
Çocuklar gibi saf
Kuşlar gibi cıvıl cıvıl
Çimenler gibi yeşil.
Yağan yağmur gibi çisil çisil
Kalmak isterim melekler ülkesinde.
Hocamın ruhaniyetine teşekkür ederim. SAĞLICAKLA KALALIM, SEVGİLER.