.
Merhaba Sevgili Gönül Dostlarım.
“Hikmet müminin yitik malıdır. Onu nerede bulsa alır.” Buyuruyor Resulullah Efendimiz. Kuranı Kerim’de hikmet için. “Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse ona pek çok hayır verilmiş olur” hükmü geliyor hatırıma. “Hikmet eşyanın hakikatıne ve gizli manasına sevgiyle ulaşabilmektir. Bilinmeyene değil bilinemeyene varabilmektir.” buyuruyor hocam kitalarımızda.
Dün bir kardeşim aramıştı bahçedeydim. Nasılsın, dedi iyi olduğumu söyledim. Taşların kenarından çimenler o kadar güzel büyümüş ki onları seyrederim mutlu olurum dedim kış geldi demeden güzelliklerini gösteriyorlar onları seviyorum işte bizim mutluluğumuz bu dedim. Kardeşimiz sükünetle dinledi, O kadar güzel bir sesi vardı ki anlatamam. O saygı sevgiyi şuna benzettim: İnekten sütü sağarız işte o ses bembeyaz bir süt gibi bembeyaz ruhumu okşar bir sesti. “Ala küllü hal” diyordu. O Ses içimden bir ses nasıl inekten süt çıkar ama onu bir daha oraya koyamazsın işte bizden sadır olan o ses te öyle oluyor ya da bir kelime. Ancak sevgiyle baktığımızda onu anlıyoruz.
Hocam Rahmetliyi hatırladım o da bizlere öyleydi onun sıcaklığı bizim gönlümüze işledi demek ki önce bizim gönlümüz algılıyor ondan sonra bütün azalarımız. Hocam ne kadar güzel örnek oldu. Olumsuz bir durumda olanca gücüyle bağırırdı. Yanında isek haliyle gösteriyordu, olumsuz bir durumda başını kaldırarak gözleriyle “Hayır” derdi. Onu hemen algılardık. Hocam rahmetli bizim göremediğimizi gördüğü için bizi uyarıyordu. Hal diliyle ilmin özünü sunuyordu. Bir gün bir yaşlı hanımı ziyarete gitmiştim bana şu kelamı sundu. Görenekten görerek, öğrenmeye ne gerek. Demek ki ilim hal diliyle görerek öğreniliyor. Hocam Rahmetli “Yavrum kitap okunarak bir şey öğrenilmez, insanı da insan yapan yine insan” derdi. Şimdi daha da iyi anlıyorum. Allah hal diliyle öğrenmemizi nasip etsin. Amin hocama yakınlarına selam olsun.