Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Cvp: İnsanlar nasıl kirleniyor
Gönderen : Sabri Tandoğan
Tarih : 2/17/2007 7:55:03 AM


Sayın Şafak Altunç,


16.2.2007 tarihli mailinizi aldım.


Kıymetli yavrum, işin özeti kısaca şöyle: Allah insanı en güzel şekilde ve en güzel özde yaratıyor. Her insan dünyaya bir melek gibi geliyor. Her insanın doğuştan sahip olduğu birçok yetenekler var. Din, ilim, müzik, resim, şiir, edebiyat, psikoloji, felsefe, biçki dikiş, yemek pişirmek, atletik kabiliyetler vs. Listeyi uzatsak sabah olur. İnsana düşen görev fıtratının kanunları üzerine yaşamak ve kendindeki yetenekleri son gününe kadar inkişaf ettirmeye çalışmak. Ama realite farklı çizgiler gösteriyor. Aile, okul, toplum üçlüsü el ele veriyor o melek gibi doğan çocuktan bir canavar çıkması için elinden geleni yapıyor. Örnek mi istiyorsunuz, buyurun. Aile o melek gibi çocuğa (tabi istisnalar hariç) yanlış, hayata uymayan fikirleri aşılamaya başlıyor. Başlıyor anneler ahkam kesmeye: Erkek çocuk mutfağa girmez, (salaklar, bütünbeş yıldızlı otellerin aşçıları erkek aslında), erkek çocuğun eline iğne iplik verilmez (geri zekalılar, Paris’in en ünlü modacılarının hepsi erkek). Bunu sabaha kadar uzatabiliriz. Anneler oğullarının çapkınlıklarını, hovardalıklarını ağızları kulaklarına vararak komşu teyzelere anlatırlar (beyinsizler, insanlık düşmanları). Anlatırken zevkten dört köşe olurlar. Ama sıra kıza gelince hemen babalar, erkek kardeşler tabancalarına sarılırlar. Hergün gazetelerde okuduğumuz töre cinayetleri bir film şeridi gibi gözler önüne serilir. Neden? Erkekte nefis var da kızda yok mu? Ne manyakça düşünce bu. Kur’an-ı Kerim’e göre zina etmek kadın, erkek herkese yasaktır. Ama bizim toplumda erkek çocuklar istisna. Ne yazık ki bu utanç verici anlayış hala devam ediyor. Erkek yaparsa sevaaap, kız yaparsa günaaah. Bu yalnız ailedeki binlerce yanlış değer yargısından bir iki tanesi. Buna okul ilave ediliyor. Bugün, ilkokullara varıncaya kadar bütün okulların önünde uyuşturucu satıldığını özel yetiştirilmiş köpekler bile biliyor. Ama siz hiç beş on uyuşturucu satıcısının Taksim’de, Kızılay’da idam edildiğini gördünüz mü? Görmediniz. Çünkü Avrupa Birliği bizim politikacılarımıza idamı yasaklattılar. Allah belasını versin Avrupa Birliğinin. Amerika’da hergün yüzlerce insan elektrikli sandalyada idam ediliyor.  Eveeet, onlar yaparsa sevaaap, biz yaparsak günaaah. Toplum, binlerce çeşit yanlış, sakat, hasta, örfüyle, adetiyle, töresiyle insanları insanlıktan çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Benim çocukluğumun Ankara’sında insanlar otuz gün oruç tuttuktan sonra bayramlarını renkli likörlerle kutlamak rezilliğinde bulunurlardı. Hale bakın, önce oruç, sonra içkiyle onun kutlanışı. Bu mu insanlık, bu mu medeniyet? Lanet olsun. Bir gün çocuklarımız tarih kitaplarında yıllarca sonra şunu okuyacaklar: Bir milletvekili yurtlarda kalan çocuklara fuhuş yaptırıldığı duyumunu alıyor. Bu milletvekili aynı zamanda doktor. Çok üzülüyor. Gidiyor, gece yurda baskın yapıyor. Otuz üç tane kız çocuğunun (on iki, on üç yaşlarında) mevcut olmadığını görüyor. Bu durumda o yurtlardan sorumlu bakan çok sinirleniyor. O milletvekilini zamanın başbakanına şikayet ediyor. Zamanın başbakanı (o da çok sinirleniyor) o doktor milletvekiline telefonu açıyor ve onu bir güzel paylıyor. “Sen” diyor, “iyi adamdın da neden gece yarısı kız yurduna gittin? Bir daha benim bakanımı rahatsız etme”. Bunu tarih kitaplarında okuyacak o zamanki insanlar ne diyecekler, ne düşünecekler, sizin yüksek takdirlerinize bırakıyorum.


Kıymetli yavrum, bu anlattığım öykülerle, masallarla ne demek istediğimi anladınız... Siz çok zeki, akıllı, ince düşünceli, zarif bir insansınız. Hiç sizin dikkatinizden kaçar mı?


İşte insanoğlu böyle böyle yaratılışındaki safiyeti, temizliği, asaleti, inceliği, güzelliği kaybede kaybede çağdaş, uygar, devrimci bir Allah’ın belası olup çıkıyor. Fazıl Hüsnü Dağlarca bir şiirinde bu durumu şöyle anlatıyor:


 


“Bu zengin, bu fakir


Bu orospu, bu hırsız


Böylece yitirdik kendimizi


Yirminci belki kırkıncı yüzyılı bulduk


Siz hangi zamandasınız?”


 


Bakıyoruz, bu gül gibi, nur gibi yaratılan insan bir utanç anıtı olup çıkıyor. Kıymetli yavrum, şu anda duyduğum ıstırap o kadar büyük ki... Lütfen beni anla. Bundan sonra yazacaklarımı senin anlayışına bırakıyorum.


 


“Ne olur kirlenmesek, temiz kalsaydık


Dünyanın aldatıcı renklerinden soyunsaydık


Ah...Güvercinler gibi böyle saf


Şadırvanlarda kanat çırpsaydık”


 


Selam, sevgi ve saygı ile.


 


Sabri Tandoğan


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

İnsanlar nasıl kirleniyor Yazan Şafak Altunç
Cvp: İnsanlar nasıl kirleniyor Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]