.
Sabri Amcacim, kafama takilan bir sey daha var. Farkli sebeplerden dolayi gelecek kaygisina düsüyorum. Allah'a (c.c.) hakkiyla islerimi birakamamis olmaktan mi bu? Kafama taktigim seyler düsünerek degistiremeyecegim seyler. Böyle seyler düsünüp o andaki günüme konsantre olamiyorum. Bunu nasil düzeltebilirim?
Ellerinizden öperim Sabri Amcam. Hürmetlerimle.
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sayın Merve Hanım,
18.4.2009 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, mânâ âleminin büyüklerinden biri
“Geliniz bir ânımızı imanlı yaşayalım.” diyor. Sevgili yavrum, yapılacak iş önce bir anımızı imanlı yaşayabilmek. Onun için de ne kadar derdin, sıkıntın, sorunun varsa hepsini bir kenara koy. Allah’a sığın, O’na kayıtsız şartsız teslim ol. İnsanı mutlu eden, huzura götüren bu teslimiyettir. Bırak, bizim adımıza Allah iş görsün. Kaderimizin ağlarını Allah örsün.
Benim gençlğimde bir tango vardı:
“Yarın olsun yarın olsun diye günler soluyor
Neye baksam neyi görsem bana bin dert oluyor”
diyordu. İşte bizim en büyük hatamız bu. Yarına çıkacağımız ne malum? Önemli olan içinde yaşadığımız şu an... Önemli olan “anı yaşamak”. Onlara ibn-ül vakt diyorlar. Yani zamanın çocuğu. İşte yavrum, ne yapacaksak, neye başlayacaksak şu an içinde yapalım. Dün bizim için yok. Geçip gitmiş. Milyar versen bir dakikanı geri getiremezsin. Yarın ise meçhul. Bilmiyoruz, önümüzde bir saatlik ömrümüz var mı? O halde içinde bulunduğumuz anı yaşayalım. Bir ilahide
“Dem bu demdir, dem bu demdir”
deniyor. İşte yavrum. Ne dün için dövünelim, ah-ı vah edelim. Ne yarın için aptalca hayaller kuralım. Tek düşüncemiz şu olsun:
“İçinde bulunduğumuz anı değerlendirelim. Onu güzelliklerle dolduralım.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Nur Ol Aziz Büyüğümüz, Mekanın Âli Olsun