Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : "Güzel sözler petekten damla damla sızan bala benzerler." Sabri Tandoğan
Gönderen : "Gönül Pınarı"
Tarih : 11/12/2015 10:07:49 AM


.


Merhaba Sevgili Gönül Dostlarım.


Kandilin resmi ışık vermez, kandilin kendisi olmak lazımdır. “Güzel sözler petekten damla damla sızan bala benzerler ferahlık ve lezzet verirler.” Buyuruyor Sabri Hocam Gönül Sohbetleri kitaplarımızda. Allah sonsuz kez razı olsun hocamdan bu gün gün boyu bu sözler zikrim oldu. Kitaplarımızdaki sözler dua halinde içimize ferahlık veriyor. Rahmetli Sabri Babam’a “Başka kitap okuyamıyorum Babacığım” demiştim ziyarete gittiğimde “Yavrum onlar yeter de artar bile” demişti. Akşama kadar kendimle konuştum nasıl kandil olabiliriz diye. Yine çocukluk hatıralarıma indim. Biz çocukken elektrik yoktu evlerimizde. Gaz lambamız olurdu, onun ışığının dibine misafir geldi mi komşulardan gaz lambasının hemen yanına otururlardı. Misafir ablalar kaneviçe işlerlerdi o ışıkta. Annem iyice lambanın camını yıkar kuruturdu temiz oldu mu daha ışık verirdi. Burada anladığımıza göre yine kendimize geliyor iş, güzel insanlara. Ne kadar kendimiz olumsuz menfi nefsani hallerden uzak kalırsak daha da ışık olacağız diye düşündüm. Ne kadar şikayetten olumsuz gibi durumlardan uzak kaldıkça kendimize o kadar yardımcı olacağız. Ne kadar kendimize yakın oldukça o kadar ışık olacağız, o ışıktan önce kendimiz faydalanacağız. Hocam “Işık geldi mi karanlık kendiliğinden gider” derdi. Bu ışık bütün güzellikleri içine alıyor düşünürsek. İş önce güzel düşünmeden güzel görmeden başlıyor. Ve ne kadar nefsani durumlardan uzaklaştıkça bizim yararımıza olacak. Yine “Güzel hareketler güzel sözler sevgiler merhametler şefkatler petekten sızan bala benzer, ferahlık ve lezzet verir.” Buyuruyor Sabri Babam bizim bütün yaşantımızı içine alıyor bu sözler. Davranışlarımızla düşüncelerimizle sevgimizle bütün zerreler etkileniyor.


Burada yaşadığım bir hikayeyi paylaşmak istedim. Annemle köyde kabir ziyaretine gidiyorduk peşimize beyaz bir kedi takıldı. Köyün içinde annem yolda kediye biraz sertçe gelme şimdi oralarda kalırsın dedi, kedi orada kaldı, yirmi adım kadar gittik kedi nasıl miyavluyor. Anneme dedim çabuk anne kediden özür dile nasıl bağırıyor dedim. Annem özür dilerim kedi diye seslendi. Koşarak geldi yanımıza kedi sevinçlice kabiristanın kapısında haydi beyaz pirenses sen burada bizi bekle. Biz dualarımızı okuyalım seninle yine arkadaş oluruz dedim. Kapının yanına yattı bizi bekledi ve bizimle beraber yolda arkadaş oldu. Yolda annemi dinlendiriyordum bir taraftan tefekkür ediyordum. Sabri Babam “kedinin tüyleri o kadar güzel ki bir sanat” derdi. Ve beraber gittik köyün içinde kaldı gelmedi sonra. İşte hayvanlar da her şeyden anlıyor o kadar ince düşüncedeler ki maşallah. Onlar da incelik sevgi saygı ilgi bekliyorlar. Ne kadar kendimiz kandil olursak o kadar zerrelere ışık oluruz. Kendi adıma söylüyorum her gün bir şeyler öğrenip hayatımıza geçirmekten başka çaremiz yok Allah’ın izniyle inşaallah. Hocama yakınlarına selam olsun. Günlerimiz ışıklarla geçsin amin.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]