.
Merhaba sevgili gönül dostlarım.
“Yunus Emre “Gören göz değil gönüldür” diyor. İnsanın gönül gözü açılmadıktan sonra gözleriyle yanlız zahirde olanı şekilde olanı görebilir.Görmek olayı öyle muhteşemdir ki onu yalnız görme organı olan gözle sınırlandırmak bizi çok büyük yanılgılara götürür. Görmek olayının içine işitme organı dokunma organı koklama organı dahildir.” Buyurur Efendi Hz.Sabri Babamız Gönül Sohbetleri kitaplarımızda. Gören insan sesiyle içtenliğiyle sıcaklığıyla görür ve bir daha bırakmaz eğer karşı insan da öyle ise görmeden de sever sayar. Rahmetli Efendi Hz. Sabri Babamı öyle sevdik yıllarca, telefonla televizyon sohbetleriyle bizi öyle bağladı ki o sıcaklığı. İlk konferansa gittiğimde öyle bir karşılamıştı ki ömrümün sonuna kadar hiç unutamam. Rahmetli Rana Annem’e sesinden tanıdın mı demişti Rana Annem de tanıdım demişti. Demek ki gönül gözüyle gören görmeden de sesiyle o samimi sıcaklığıyla görüp tanıyabiliyor. Gönülle görebilmek ne kadar güzel görebilen hissetebilen insan gönüllere de çabuk girebiliyor, ciddiliğiyle yalansız riyasız gösterişsiz. Beş kelimeyle sizi kazanıyor örneğin gecenin bir yarısı da olsa ara demesi gönülleri feth ediyor. Belki dünyanın en büyük gücünü size sunuyor. Diyeceksiniz ki böyle insanlar var mı diyeceksiniz, gönül gözüyle bakarsak görürüz. Böyle kardeşlerimizin sayısını Rabbim artırsın. O sevgiden değerli daha bir şey düşünemiyorum. Efendi Hz.Sabri Babamız da öyle idi, bizlere çok yakındı şimdi de yakın olduğunu hissediyorum bizlere böyle kardeşler bıraktığına inanıyorum. Gönlüm rahat, Rahmetli Sabri Babam “Gönüle gönüle girilir, gönlün kapısı yok.” derdi. “Gönlün kapısı içerden açılır.” derdi. Buna çok inanıyorum, Rabbim gönlümüzü temizleyip güzel düşüncelerle doldurup görmeyi nasip etsin cümlemize de bizlere de. Görebilen insan dünyanın neresinde olursa olsun mutlu olur. Güzeller güzeli hayat okulunda Besmeleyle yürüyüp Hak yolunda mutsuzum diyen olmaz. İçimizde Allah aşkı varsa her zerre bizi Hak’ka götüren bir Cebrail olur. diye düşünüyorum. O sevgi bambaşka.
Yirmi yıl öncesiydi. Kuranı Kerim öğreten hocamı çok sevmiştim, kısa zamanda ayrıldık başka bir kursa gitmişti. Öbür hocalarımı da sevmiştim ama onun gitmesine üzülmüştüm. Bana güzel sözler bıraktı, sen üzülme bizi Allah ahirette cem eder demişti. On beş yıl sonra hocama hacdan selam gönderdim komşusundan. Sevgi bambaşka, hayatın özü gücü, bizi yaşatan sevgi saygı hoşgörü diyorum. Efendi Hz. Sabri Babamın sayesinde o sevgiyi öğrendik. Bize o kadar sevgisi saygısı vardı ki anlatamam, o sevgisiyle aşkıyla yaşadık yaşıyoruz çok şükür.
Rabbime teşekkür ederim bizleri böyle Manevi bir büyüğümüze talebe yaptığı için. İnşallah bu yolda karıca misali yürürüz Allah yar ve yardımcımız olsun amin. Efendi Hz. Sabri Hocama, yakınlarına selam olsun.