.
Kıymetli yavrum,
Senelerce, senelerce evveldi... Danıştay’da çalışıyordum. Öğle tatiliydi. Bir gün, merhum şair ve yazar Salah Birsel, elinde bir kitapla çıkageldi. “Sabri Bey” dedi. “Son kitabımı bugün matbaadan aldım. Size imzalayıp, sunmak istiyorum.” Bugün gibi hatırımda, çok güzel renkli bir kapaktı ve üzerinde şunlar yazılıydı. “Sen Beni Sev.” Salah Birsel, şair ve yazar yönlerinin yanında espriyi, mizahı çok seven bir insandı. Kapağı okuduktan sonra kitabına neden böyle bir isim seçtiğini sordum. Merhum gülerek “Niye hayret ettiniz?” dedi. “Şimdi herkes böyle. Herkes sevgiyi karşısındaki insandan bekliyor. Onun kendisini sevmesini istiyor.” Öyle bir durum ki, çiftçi tarlaya tohumunu atmadan mahsul bekliyor. Ancak daha önce tohumunu atanın mahsul beklemeye hakkı olur. Seven sevilir, sayan sayılır, ilgi gösteren ilgi görür. Yunus Emre de bir mısraında “Sev, sevil” der. Bugüne kadar hayatında hiç kimse sevmeden sevilmedi. Saygı göstermeden saygı görmedi. Nasıl hukuk dünyasında birtakım konular varsa, mânâ âleminin de kendine göre kanunları vardır. Bizim egoizmimiz, nefsaniyetimiz, bencilliğimiz hayatın kanunlarını değiştiremez ki. O her yerde hükmünü icra eder.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhu Şad Olsun