.
Merhaba sevgili gönül dostlarım.
“Gönül gam ile kibir ile kirlenir edep ve tevazu ile temizlenir. Tevazu her kapıyı açan gizli bir anahtardır.” Buyuruyor Gönül Sohbetleri kitaplarımızda Sabri Babam. Demek ki biz insanların güzel gönlü gam ile kibirle kirleniyor Allah korusun böyle hastalıktan. Olduydu olmadıydı, şu şunu söyledi bu bunu söyledi... Diyerek güzel gönlümüz kararıyor, sıkıntılar başlıyor. Allah muhafaza Sabri Babamın tabiriyle “Allah ne der Peygamber ne diye düşüneceğiz. Biz başkaları ne der diye düşünmeyeceğiz” buyurmuştu. Kitaplarımızda işte bu güzelliği inceliği düşünürsek hiç gam yapmayız. Her olayda Hakkı görürüz. Yine her olaydan her kelimeden manalar çıkarırız. Ve düşünerek tefekkür ederek iyi dinlemesini bilir isek ne fetihler yakalarız. Rahmetli Sabri Babam bazen dört kelime söylerdi. İnsanın bir ömrünü içine alırdı. Ve derin düşüncelere dalarız işte bütün vücudumuzla dinlediysek. İpuçları verirdi ve ona göre yol çizerdik. Hep müspet yol gösterirdi bu yol imtihan sebebiyle bazen üstü örtük olurdu yani o müspet gizli olurdu. Nefse uyduysak Allah korusun sıkıntı başlardı. Eğer o sıkıntı bizi uyandırdıysa gafletten, şükrederdin. Ama şükre gelene kadar nefis te ağlatırdı. Ama yine de o gözyaşlarının ardı rahmet olurdu müspet bir yol çizdiysek. Ve şükrederdik. Değerli büyüğümüzün her ödevi çok güzeldi. Çünkü bizim o sırlara aklımız ermezdi ve sükût ederdik. Çünkü bilemeyen bir öğrenci tahtaya çıktı mı yazı yazmak için, bir problem çözmek için, bilemedi mi mahcup bir şekilde kafasını yere eğer susardı. Ama manevi bir büyüğün karşısında bilemeyip sükût etmek te güzel oluyor. Çünkü cevap bazen çok geç geliyor. Ne zaman yaşadın fark ederdin ve yaşayarak öğrenirdin. İşte o zaman cevap geliyor yoksa kolay kolay hemen armut piş ağzıma düş olmuyor. Bu da hayatın gizli sırları olsa gerek, bazen bilememek te güzel, o sükût yıllar sonra şükürle güzelliklerini gösteriyor. Sonra neden üzülmüşüm diyorsun tabiki de bilemeyen üzülür, ister istemez gönlümüz gamla kirlenir. Hâlbuki Allah en güzelini bilir. Biz bilemeyiz bir işin önünü değil sonunu bekleyelim. Bunda da hikmetler vardır, Allah’ın hikmetinden sual sorulmaz desek huzura kavuşuruz, gönlümüzün içi inşirah olur. Gönlümüz edep ve tevazuuyla temizlenir. “Tevazu her kapıyı açan gizli bir anahtardır.” Buyuruyor Sabri Babam ne kadar ince bir yol gönlümüzü temiz tutmak için. Ne kadar edepli tevazu sahibi olursak o kadar gönlümüzü temizlemiş oluyoruz. Ve her kapıyı açan gizli bir anahtardır buyuruyor. Sabri Babam işte bu son cümle bu fakiri düşüncelere daldırdı. Bu gizli anahtar Yine Allaha götüren tevazudur. Allaha yaklaşmak için tevazu sahibi olmamızı buyuruyor değerli Büyüğümüz. İnsanı Hakk’a götüren tevazudur. Biz insanlar bile tevazu sahiplerine daha yakinen yaklaşabiliyoruz. Ve en yakın akrabamızdan yakın oluyor bir de Hakk’a yakın bir kardeşimiz oldu mu? Gönüller bir oldu mu Atasözü ne kadar anlamlı, iki gönül bir oldu mu samanlık seyran olur. Yine gönül işi tek başına olmuyor. O gizli olan tek başına değil sen ne kadar da tevazu göstersen karşı öyle olmaz ise yine o kapı açılmaz. Rabbim biz güzel insanları tevazu sahibi yapıversin, gönlümüzü edep ve tevazuuyla temizleyiversin âmin. Sabri Babama yakınlarına selam olsun.