.

Merhaba sevgili gönül dostlarım.

“Merhum Rana Hanım hayatta her durum karşısında itidal içince edeple saygıyla davranırdı. Onun ne meslek hayatında ne özel hayatında hiç kimseyle münakaşa ettiğini bir dargınlığın ortaya çıktığını görmedim. Bazı çevreler tarafından yanlış anlaşılsa bile bunu mesele yapmaz nasıl olsa gerçekler bir gün ortaya çıkar Allah her şeyin iç yüzünü herkesten daha iyi bilir derdi.” Buyuruyor Rahmetli Sabri Hocam, çok şükür yaşantılarıyla bizlere örnek olan melek annemiz için. Yaşamak bu işte dedirtecek şekilde hal dilleriyle örnek oldular. Ne zaman telefon açsam Rana Anne’nin “Buyurun efendim” deyişi, o ses tonu, o yumuşaklığı o saygısı bütün kainatı içine alırdı. İşte kendini bilen annemiz gibi kendini bilen münakaşa etmez, haksızlık bile görse sükut eder. Allaha teslim olarak, olayların gerçek yüzünü Rabbim herkesten iyi bilir der. Tevekkül eder. Tefekkül eder, tefekkül edene Allah yeter. HasbünAllah veniğmel vekil veniğmel Mevla veniğmel nasır. İşte bu Ayet-i Kerimeler imdadımıza yetişiyor. Çok şükür Mekke’de yaşadığım bir hatıra geldi aklıma. İnsanlar Zemzem doldururken kalabalık malum. Birbirine girdiler, orada İranlı bir hanım ellerini açtı tefekkeltü alAllah diye dua etti o tatsızlığı görünce. Biz de bizi yanlış anlayanlar olabilir, yerine göre reddebilir ama biz yine affedelim başımızı önümüze eğelim, sükut edelim dedik. Ne zaman dara geldim, çıkmazlara girdim, sükut imdadıma yetişti çok şükür. Halk arasında bir söz var, çok severim: “Olgun meyvenin gözü yerde olur” denir. Biz de hadiselere dış gözümüzle değil de gönül gözümüzle bakalım. Kendi adıma söylüyorum. Ne zaman beklemesini bildim, acele etmedim sabrettim. Özledim, yeri geldi gözyaşı döktüm, yeri geldi yandım. Ama yaşadıklarım sabırlarım bana bir öğretmen oldu. Beklemek gibi sükut gibi hayatta hiçbir şey güzel olmuyor. Sabreder beklersek aşkla, bir günde aşkla kavuşuyorsun gerçeklere. İşte o zaman göz yaşların sel oluyor sevinçten. Yaşadıklarım biz acize bunları öğretti. Ve öğretmeye de devam ediyor. Ne kadar dayanabildik o kadar güçlü olduk. Ne kadar sükut ettik o kadar darılmadık, kırılmadık. Kitaplarımızda ne güzel buyurur Hocam: “Burası darılma pazarı değil dayanma pazarı” diye. Bu kelamlara gönülden kulak verir isek işte bir gün Allah nasip ederse Haktan gelen şerbeti içtik Elhamdülüllah deriz. İnşAllah biz niyet edelim yüreğimizi ortaya koyalım. Rabbimize teslim olalım. İşlerimizi kolay kılalım. Sabri Babamın tabiriyle bırakalım bizim adımıza işlerimizi Hak görsün. Ağlarımızı Rabbimiz örsün. İşte o zaman “Ya Allah ya Muhammet, ya sabur ya selamet” deriz selametlere ereriz iki cihanda inşAllah. Biz böyle dua edelim ki Allah ta duamızı kabul ediversin zamanı gelince. Biz güzelliklere talip olalım niyet edelim. Dua edelim. Allah göğe açılan elleri boş çevirmez. Beklemesini başardığımızda vakti geldi mi hayırlı olanı verir.

YARADANIMIZ, O BÜTÜN ANNELERDEN MERHAMATLİDİR. NE GÜZEL YARDIMCI NE GÜZEL DOSTTUR. SABRİ BABAMA YAKINLARINA SELAM OLSUN.