.
Merhaba sevgili gönül dostlarım.
Efendi Hz. Sabri Babam buyuruyor. Beş yaşında bir çocuktum. Bir komşu teyze misafir gelmişti. Annemle sohbet ediyorlardı, ben önümdeki oyuncakla oynuyor, hem de komşu teyzeyi dinliyordum. Bir söz dikkatimi çekti: “Çok okuyan değil, çok gezen bilir.” Günlerce bu sözü düşündüm. Yıllar geçti, hâlâ zaman zaman düşünürüm. Birçok hakikatleri fısıldıyor kulağıma. Gezmek, görmek, görebilmek, müşahede edebilmek, hayata ve insanlara ait birtakım sırları yakalamak. Seyahat etmek çok heyecan verici bir olay, bir nevi hayat kitabını okuyabilmek.” Böyle buyuruyor çok değerli büyüğümüz. Yine küçük yaşlarda oyuncak oynarken bile ilim öğrenmiş ve hayatına geçirmiş. Demek ki gittiğimiz yerlerde iş yerimizde misafirlikte her nerede olursak olalım hep bir incelik bir güzel söz işitmeye öğrenmeye çalışacağız. İnsan ancak o zaman mutlu oluyor. Örneğin bir güzel yolculuk yaparsın şikayetten uzak teslim olarak işte orada yolculuğun sonunda karşılanırsın . Güzel ikramlarda bulunursun. İşte o zaman şükredersin. Aslında her an yolculuktayız. Önemli olan teslim olarak Rabbimin her yeni gün bizim karşımıza çıkardığı ikramları düşünerek şükretmek. Ne kadar şükredersek o kadarda sayısız nimetlere kavuşuyoruz çok şükür. Efendi Hz. Sabri Babam komşu teyzelerden işittiği kelamı günlerce düşünmüş. "Çok okuyan değil çok gezen bilir." Günlerce bu sözü düşündüğünü açıklıyor canım Hocam bizlerin de öyle dikkatli olmamızı açıklıyor. Kendi adıma söylüyorum. Demek ki nereye gidersek gidelim oradaki güzellikleri içimize çekip bir ömür o güzelliği yaşamak. Örneğin Allah nasip eder bir yerlere gideriz orada dağları görürüz o kadar mütevazı ki başları eğik ve bakmaya doyamayız. İşte o güzellik bizlere bir ömür ışık tutar. Bu da görme meselesi olsa gerek...Biz güzel insanlar ne kadar görür işitirsek o kadar da belki yol alabiliriz diye düşündüm. Ve değerli muhterem büyüğümüz Sabri Babamız ne kadar yıllar da geçse hala zaman zaman düşündüğünü açıklıyor. Birçok Hakikatları kulağına fısıldadığını açıklamış.
Efendi Hz. Sabri Babamız buyuruyor. Gezmek, görmek, görebilmek, müşahede edebilmek, Hayata ve insanlara ait birtakım sırları yakalamak…” bizleri de bunlara teşvik ediyor Çok değerli büyüğümüz. Doğru ya bazen gördüğümüz bir inceliği nezaketi bir ömür boyu unutmayız. O DURUM HATIRIMIZA GELDİKÇE DAHA DA O MUHTEŞEM GÜZELLİK İÇİMİZDE TAZE FİLİZLER YEŞERTİR. Bazen gördüğümüz bir kabalık bir olumsuz durum da çok şeyler öğretiyor ve bizim o olumsuzluğu yapmamamızı öğretiyor. Yaşadıklarım bu fakire onu öğretti. Biz öğrenci olursak samimice her durum bizlere çok şey öğretiyor. Yeter ki canla başla ebedi öğrenci olalım. Biz insanlar öğrenci olursak o kadar çok öğretmen var ki... Yeter ki görmesini işitmesini bilelim hiç bir zerreyi küçümsemeyelim. Her zerre bizlere çok şey anlatıyor. Bir nevi hayat kitabını okumamızı Allah nasip etsin. Rabbim idarakımızı açıversin. Bizlerinde cümlemizin de amin.
Efendi Hz. Sabri Babama yakınlarına selam olsun. Resulüme komşu olsun.