.
Çok Muhterem Efendim,
Size ve bu satırları okuyan herkese en içten selam sevgi saygılarımı sunarak başlamak istiyorum.
Çok yoğun bir iş dönemi içindeyim, bu yoğunluk asla sitenizi ziyaret etmeme, mektupları ve verdiğiniz harikulade cevapları, tavsiyeleri okumama engel olmuyor çok şükür. Haftada bir gün bir büyüğümü ziyarete gidiyorum, birkaç saat sohbet ediyoruz, özellikle hatıralarından bahsettikleri zamanlar bir başka keyif alıyorum. Bu tür bir mutluluğu Sizin hatıralarınızı okurken de yaşadığımı bilmenizi çok istiyorum. Efendim, gün içinde iki şey yaşıyorum, ya O büyüğüm ile konuşmalarımı düşünüyorum ya da Sizin sitenizde okuduklarımı... ve sessizce O mübarekten ve Sizden damlayan güzel sözleri tekrar ediyorum...
Hep çok titizdim, simetriye, düzene çok dikkat ederdim. Bir işi alınca onu en iyi şekilde yapmak için azami gayret ederdim ancak bu çoğu kez içimde bir heyecana, kalbimin hızlı hızlı çarpmasına hatta gereksiz bir telaşa neden olurdu. Askerlik görevimi yerine getirirken 4 aylık yedek subay eğitimi sırasında beni yazıcı seçmişlerdi, bir Astsubay Başçavuş ile aynı odayı paylaşırdık. Denetlemeler yaklaşırken, yapılması gereken tonlarca iş arasında buldum kendimi, baştan savma yapamazdım ki, bu sebeple "işler yetişemeyecek" diye düşündüm, çok ama çok telaşlandım. Başçavuş İsmail Ağabey durumumu anlamıştı, "İlkercim işler yetişir, önce güzel bir çay içelim, sonra Besmele çeker başlarız işimize" demişti. Bu cümle o kadar etkili bir cümleydi ki... İsmail Abi'nin her gün işe başlamadan önce benzer şekilde tavırları olduğunu fark ettim, ya bir espri yapıyordu, ya güzel birer çay içiyor, kısa sohbetler ediyorduk. İsmail Ağabey harika bir tevekkül, sabır ve teslimiyet içindeydi, ondaki bu güzellikleri hissetmeye başlamıştım. İnanın Efendim, tüm işler yetişmişti...
Son birkaç gündür sözleşmiş gibi askerden arkadaşlarım arıyorlar, bu yoğun iş tempomda bana İsmail Başçavuş'u hatırla der gibiler...
Efendim, sizi çok sevdiğimi ve çok saygı duyduğumu söylemek istiyorum. Bu evladınız da diğer evlatlarınız gibi hayır dualarınıza azami derece de ihtiyaç duyuyor. Ellerinizden hürmetle öpüyorum...
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın İlker Bey,
Kıymetli yavrum, günümüzde ruh dünyaları çarpılmış, manevi hayatları kirlenmiş bazı zavallı insanlar buna simetri hastalığı diyorlar. Bunlara sadece acımak lazım. Tertipli, düzenli olmak, ölçülü, ahenkli olmak ne güzel bir haslet. Seni yürekten kutlarım. Yalnız burda çok ince bir nokta var. Bizler, ehli tevhid olanlar, dıştaki şartlar ne olursa olsun daima sükunet içinde, huzur içinde olmalıyız. İsmail Başçavuş haklı. Her işimizi bir edep, incelik, saygı içinde yapmalıyız. Kitap okurken de, mutfakta bulaşık yıkarken de, bir insanla konuşurken de, bir gülün güzelliğini seyrederken de daima edep ve saygı içinde olmalıyız. Her işimize Besmeleyele başlayarak, sükunet içinde yapmalıyız. Resulullah Efendimiz “Acele şeytandandır” buyuruyor. Çünkü acele yapılan işten hayır gelmez. O zaman işin zevki, güzelliği, estetiği kalmaz. Oysa biz herzaman, her yerde Hakkın huzurunda olduğumuzun bilincini yaşamalıyız.
Sevgili İlker Bey, inşallah ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Büyüğümüze Hürmet, Sevgi ve Dua ile...