Efendim,
Bu gün sizlerle iki gün önce gazetede okuduğum bir haberi paylaşmak istiyorum. Gazete haberinin başlığı söyle idi Televiziyonunuzu kapatın ve çocuğunuzu otizimden, kanserden ve birçok hastalıktan kurtarın…
Belki de bu hepimizin çok çok iyi bildiği bir konu. Ama bazen insan alışkanlıklarına yenilebiliyor, bazen de şu an bir seferden birşey olmaz, birdaha yapmam diyebiliyor. Bu yüzden zaman zaman bu tür konuların önemle vurgulanması gerektiğine inanıyorum. Bu belki bizleri daldığımız rehavetten, gevşeklik ve vurdumduymazlıktan, önemsememek belki de umursamamaktan kurtarır
Londra da yapılan çalışmalar göstermiş ki TV çocukları düşünülenden çok daha fazla olumsuz etkiliyor ve hasar veriyor. Bu araştırma ve çalışma bir bilim dergisinde yayınlanmış ve biyolojistler fikir birliği içinde çocuk sağlığı için tv seyretme zamanının kısaltılmasının en öncelikli şey olduğunu belirmişler.
Tehlikeleri söyle sıralamışlar.
Şişmanlık – obezliği arttırıyor. Endokrin sistemini zayıflatıyor. Ergenliği erken yasa çekiyor. Şeker hastalığı riskini arttırıyor. Kanser yapıyor. Beyin gelişimini engellıyor. Otizime sebep oluyor. Uyku düzensizliklerine sebep oluyor. Görme bozukluğu yapıyor. Metobolizmanın çalışmasını yavaşlatıyor. Alzheimer hastalığı riskini arttırıyor. Yetişkinlikte cinsellik isteğini yokediyor. Depresyona sebep oluyor.
Bu bulgular bilimsel çalışmalara dayanıyor ve bunları görmezden gelmek çağın en büyük sağlık skandalıdır diye özellikle vurgulanıyor.
Ayrıca yine Ingiltere’de yayınlanmış olan Sigman’a ait “How tv is damaging our lives” – “Tv hayatımıza nasıl hasar veriyor” isimli kitap Devleti acil olarak bu konu üzerinde düşünüp radikal önlemler almaya davet ediyor. Istatistikler gösteriyormuş ki Ingilterede her altı yaşındaki çocuk ömrünün ortalama 1 yılını tv başında geçirmis. Ayrıca 3 yaşındaki çocukların % 50 sının yatak odasında Tv bulunmakta. Bu da olayın ne ürkütücü boyutta olduğunu gösteriyor.
Şimdi biz bu konuyu kendi toplum gerçeklerimiz ile ele alalım. Belki bizim çocuklarımızın çoğunun yatak odasında Tv yok ama soralım kendimize evde 6 yaşa kadar olan çocuklarımıza günde kaç saat Tv seyrettiriyoruz.
Dikkat edelim burada Tv programlarının verdiği kötü mesajlardan, bu yanlış mesajlar veren programların, şiddet içeren filimlerin, abuk sabuk çizgi filimlerin çocuk üzerindeki olumsuz etkisinden henüz bahsetmiyoruz. Şimdiye kadar anlatılan hersey sadece tv nin fiziksel etkileri ile ilgili. Yani çocuğunuz en masum masalı bile seyretse yukarıdaki hastalıklara yakalanma riski taşıyor. Bir de buna ülkemizdeki ahlaki çöküntü sebebi olan, şiddeti baştacı yapan, çocuğun bütün dünyasını tahribeden, kabus gibi programları eklersek olayın psikolojik etkilerini de düşünebiliriz.
Düşünebilirmiyiz….?? Ben düşünemiyorum bile…!!!
Evet anneler, babalar çağrım size … Çocuklarımızı çok çok seviyoruz… Onlara canımız feda …. Onlar için gecemizi gündüzümüze katip çalışıyoruz… Onlar için en iyi hayatı sağlamaya çalışıyoruz… Onları en iyi şekilde okutmak , yetiştirmek istiyoruz .. Eminim bunlardan… Gelin onların yaşamlarındaki bu en büyük tehlikeye savaş açalım…. Çocuklarımızı Tv başından kaldıralım… Onları tekrar hayata, masallara, kitaplara, oyunlara döndürelim… Onlara gelecekteki sağlıklarını bugün hediye edelim….
Onlar bizim geleceğimiz … Hasta bir gelecek ister misiniz????
Sonsuz saygı ve sevgi ile..Rabbime emanet olun
Ozden CICEK
Creative & Decorative Painting
Dubai
www.ozdencicek.com
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Aynı noktaya bakıp, beraber gözyaşı dökmek de bir güzelliktir Yazan Özden Çiçek
Cvp: Aynı noktaya bakıp, beraber gözyaşı dökmek de bir güzelliktir Yazan Sabri Tandoğan